1. Batman: The Long Halloween, Part Two (2021)

Gotham City’de yeni bir kostümlü suçlu ortaya çıkar ve Batman eski bir müttefikinin cinayetleri işlediğinden şüphelenmeye başlar...
Gotham City’de yeni bir kostümlü suçlu ortaya çıkar ve Batman eski bir müttefikinin cinayetleri işlediğinden şüphelenmeye başlar...
Batman'in aynı isimli kült çizgi romanından uyarlanan bu yapımda Batman, sadece tatil günlerinde cinayet işleyen bir seri katilin gizemini çözmeye çalışıyor. Bu gizemde Catwoman ve Jim Gordon ile birlikte çalışan Batman'in yolu en azılı düşmanlarıyla da kesişmeye devam ediyor. İki parça halinde izleyici karşısına çıkacak bu yapımın ikinci kısmı Ağustos ayında yayınlanacak. Bakalım katil Batman'in sayısız düşmanlarından hangisi? Ya da hiç ummadığımız biri mi?
İşgal altında bulunan dünyada insanlar, uzaylılara karşı verdikleri savaşta büyük bir yenilgiye uğrar. Artık değişen düzende yaşayan bilim insanları, sistemi değiştirmek için asker yetiştirmeye karar verir. Savaşa hazırlanmak için yeni bir yol keşfeden bilim insanları tarafından yetiştirilen askerlerin vereceği savaş, insanlığın geleceğini belirleyecektir.
Söylediğinde herkesin aklında hollywood`un en çekici ikonu beliren isim.o, iyi niyetli bir diva, seksi vücut kıvrımları ve küstah ama seksi gülüşüyle şehvet uyandıran bir kadındı. ayrıca film yapmanın sınırlarını zorlayarak,adımlarını takip eden aktristler için bir öncü oldu.bugüne kadar,yaklaşık yarım yüzyıldan beri,tüm dünyada uluslararası bir seks tanrıçası olarakbilindi ve silindi.hollywood`un sansürcülerinin dikkatli gözetimi altında yapılan“yaz bekarı”’nın çekimlerinde açıklık konusunda bir ün yapmış olan marilyn, eşini ve oğlunu yaz için tatile yollamış bir adamın üst katında oturan seksi ama masum bir yıldız adayını canlandırıyor.
Okyanusun 11, soyguncu Danny Okyanusu ve çetesinin Las Vegas'daki en büyük beş kumarhaneyi soyma girişimi hakkında 'sıçan paketi' komedi.
1921 senesinde Mısır’da geçen filmde İngiliz arkeologlar eski Mısır prensi Imhotep’in 3700 yıllık mumyasını bulurlar. Mezarda eski Mısır''ın bilgelik ve yazı tanrısı Thoth’a ait belgeler de bulunur. Genç bir arkeolog büyük bir hata yaparak belgede yazanları yüksek sesle okur ve mumya tekrar hayata döner. 10 yıl sonra Sir Joseph oğlu Frank’le bölgeye geri döner. Keşif grubunun içinde gizemli Mısırlı Ardath Bay’de vardır. Ardath Bay eski aşkının mezarını bulabilmek için keşif grubuna katılmış olan Mumya’dır. Eski aşkını hayata döndürmek için tüm güçlerini kullanmaya hazırdır.
Pit kemancısı Claudin, yükselen opera soprano Christine Dubois'i (bariton Anatole ve polis müfettişi Raoul gibi) umutsuzca seviyor ve gizlice kariyerine yardım ediyor. Ancak Claudin hem dokunuşunu hem de işini kaybeder, alçakça bir müzik yayıncısını çılgınca öldürür ve yüzünü asitle oydurur. Kısa süre sonra, gizemli suçlar, efsanevi bir "hayalet" in suçlandığı Paris Opera Binası'nı rahatsız eder.
Kevin Flynn, popüler bir video oyunu icat ettiğine dair kanıt ararken, bir lazer tarafından 'dijitalleştirilir' ve kendini programların Master Control Program'ın (MCP) zalim kuralı altında acı çektiği 'The Grid'de bulur. 'TRON' adlı bir güvenlik programının yardımıyla Flynn, The Grid'i MCP'den kurtarmaya çalışır.
Evinde ki her elektronik alet için farklı bir kumandası bulunan Michael Newman komşularında ki gibi her işe yarayan bir kumanda ister ve mağazaları dolaşmaya başlar. Bir kumanda bulur yalnız bu kumanda sadece elektronik aletleri değil Michael Newman'ın hayatını da kontrol etmektedir. İlk başlarda her şey güzel görünse de bir süre sonra kumanda kontrolden çıkar ve Michael Newman'ın hayatı kaçırmasına neden olur..
Hikaye 70'li yılların başında Türkiye'de küçük bir kasabada (Hakkari) geçiyor. Teknolojiyi o küçük kasabaya getirmenin zamanı geldi. İlk Televizyon (veya vatandaşlar tarafından Visiontele olarak adlandırılır) gelir ve kaos başlar.
1915'te Avustralya'da iki Türk geçimini dondurma satarak kazanıyor. Savaşın başladığını duyunca Çanakkale'ye gitmeye karar verirler. Yetkililer adayı terk etmelerine izin vermediğinden ikisi Avustralya'da savaşmaya karar verir.
Rütbeli bir generalin işlediği bir suç yüzünden askeri mahkemece hapis cezası ile yargılanır. Hepishanede tek tük arkadaş edinmeye başlayan General mahkumları dize getirerek toplu h^^alde haraket etmelerini sağlar ve eskiden Kale olan ve şuanda ceza evi olarak kullanılan hapishaneyi ele geçirerek hapishane yönetimini ve askerleri ufak ama etkili bir operasyonla kovarlar...
Ali, Efsane boksör Muhammed Ali'nin hayatını anlattığı ABD yapımı dram filmi. Muhammed Ali'yi Will Smith'in başarılı bir şekilde oynadığı filmin yönetmenliğini Michael Mann yapıyor. Askerlik zamanı geldiğinde Vietnam Savaşı'na gitmeyip benim onlarla bir meselem yok diyen ve bu yüzden Şampiyonluk ünvanına el konulan ve boks'tan uzaklaştırılan Ali'nin hayatından kesitleri anlatılıyor. Film bir çok dalda ödül almış olup, MTV Film Ödüllerinde Will Smith En İyi Erkek Oyuncu olarak ödül kazanmıştır.
Stu Shepard (Colin Farrell) New York'ta başarı basamaklarını tırmanmakta olan hırslı bir reklamcıdır. Hayatındaki herşey, karısını aldatırken kullandığı telefon kulübesine gelen bir çağrıya cevap vermesiyle değişir. Bundan sonra ona telefon açan ve yukarıdaki binalardan birisinde görünmeyen nişancının (Kiefer Sutherland) merhametine muhtaçtır, nişancı eşine (Radha Mitchell) ve kız arkadaşına (Katie Holmes) itirafta bulunmasını talep etmektedir. Pratik zekası ve Yüzbaşı Ramsey'nin (Forest Whitaker) beklenmedik yardımlarıyla Stu'nun hayatı, olaydan canlı kurtulmayı başarsa dahi değişecektir. Yönetmen Joel Schumacher'in (Batman Forever, 8MM, Falling Dovvn) bu son derece özgün gerilim filmi hareket, müthiş anlar ve bütün New York şehrinin izlediği sürpriz bir sona sahip.
23 sayısını koyu bir saplantı hâline getiren Walter Sparrow (Jim Carrey), bir zamanlar ideal olan hayatını gerek kendisinin gerekse sevdiklerinin ölümüne yol açabilecek bir psikolojik işkence cehennemine dönüştürür. Walter bir türlü elinden bırakamadığı 23 Numara adlı gizemli romanın etkisiyle, karısı Agatha (Virginia Madsen) ve ergenlik çağındaki oğlu Robin'le (Logan Lerman) geleceğine devam edebilmek için geçmişindeki sırların kapısını açmaya mecbur kalır. Kitap, Walter'a Agatha tarafından doğumgünü hediyesi olarak verilmiştir ve konu aldığı tüyler ürpertici ve gizemli cinayet, karanlık ve tuhaf biçimde adeta Walter'ın hayatını yansıtırmışçasına anlatılmaktadır. Kitaptaki ana karakter olan dalgın dedektif Fingerling'in (onu da Carrey canlandırıyor) hayatı, Walter'ın kendi geçmişini çağrıştıran anlarla doludur. Kitabın dünyası canlanmaya başladıkça, Walter onun en korkunç ve kışkırtıcı bölümünün girdabına kapılmaya başlar: Fingerling'in 23 sayısının gizli gücüne duyduğu saplantısına. Bu saplantı kitaptan yayılıp, Walter'ı kontrol etmeye başlar. Hayatında her yerde bu sayıyı görmektedir ve Fingerling'le aynı korkunç suçu, yani bir cinayet işlemeye mahkum olduğuna inanmaya başlar. Kabus gibi hayaller Walter'ın aklını esir alır. Bu hayallerde karısı ve aile dostları Isaac French'in (Danny Huston) başına korkunç şeyler gelmektedir. Bu durumda Walter'ın kitaptaki gizemleri çözmek için umutsuzca çırpınmaktan başka şansı kalmaz. Eğer 23 sayısının ardındaki gücü çözebilirse, geleceğini de değiştirebilecektir.
David Gelb (Jiro Dreams of Sushi), saygın, sevilen ve uzun süredir devam eden bir başka kurumla uğraşır: Ford filosunun baş mücevheri Mustang. Sadece bu kurum kargaşa içinde. Mustang'in ellinci yıldönümü yaklaşırken ve otomobil endüstrisi finansal krizin en derin çukurunu atlatırken, Ford bir yeniden tasarım başlatır. Şimdi Ford'un Flat Rock Montaj Fabrikası'ndaki işçilerin işleri, binlerce Mustang adanmışının beklentileri ve Detroit şehrinin geçim kaynağı, tam olarak Dave Pericak'ın omuzlarına yerleştirilmiş durumda. Baş program mühendisi olarak, 2015 Mustang'i montaj yerinden teşhir salonuna kadar yönlendirecek - keşke o titreşimi direksiyondan çıkarabilse.
Lone Ranger, ünlü maskeli kahramanın yepyeni bir anlayışla hayata döndüğü, aksiyon ve mizah yüklü olduğu kadar heyecanlı bir serüven. Film, Amerikan Yerlisi Tonto’nun, John Reid’i bir kanun adamından adalet efsanesine dönüştüren, daha önce anlatılmamış öyküleri aktarırken, seyirciyi birlikte çalışmayı öğrenmek zorunda kalan zoraki kahramanların arasındaki komik çatışmalarla dolu bir kaçış yolculuğuna davet ediyor. Johnny Depp, ruh savaşçısı Tonto’yu canlandırırken Arnie Hammer (Sosyal Ağ, J. Edgar) filmin diğer başrolünü oynuyor. Depp ve Hammer’a uluslararası oyunculardan oluşan prestijli bir kadro eşlik ediyor. Bunların arasında iki Akademi Ödülü adaylığı bulunan Michael Clayton, (Yatak Odasında), Altın Küre ve Emmy Ödüllü Tom Wilkinson, Jerry Bruckheimer’in yapımcılığını üstlendiği Armageddon, Pearl Harbor ve Kara Şahin Düştü gibi filmlerle tanınanWilliam Fichtner, Emmy Ödülü sahibi Barry Pepper (televizyon dizisi The Kennedys, İz Peşinde, Er Ryan’ı Kurtarmak), James Badge Dale (Gri Kurt, televizyon dizileri The Pacific ve Rubicon), Ruth Wilson (televizyon dizileri Jane Eyre ve Luther) ve iki Akademi Ödülü, altı Altın Küre adaylığı bulunan Helena Bonham Carter (Zoraki Kral, Alice Harikalar Diyarında) yer alıyor. - Gönderen: pis metalci
Aynı gün tekrar tekrar yaşamaya zorlayan bir zaman döngüsüne sokmak için Hız Kuvvetini manipüle eden güçleri kaybetmek ve Adalet Ligi tarafından kovulmak istenen Flash, zamanı orijinal yoluna geri döndürmenin bir yolunu bulmalı ve en sonuncusu The Flash ve dünya için kaybolmadan önce en kötü düşmanını yakalamalıdır!
Shaun biraz eğlenmek için küçük bir tatil yapmaya karar verir. Çiftçi, bir karavan ve çok dik bir tepenin yardımıyla kendini Big City?de bulur. Shaun ve sürüsü bakalım güven içinde yemyeşil çimle kaplı huzurlu otlaklarına dönebilecekler midir?
Kevin Flynn isimli bilgisayar programcısı, yirmi beş senedir üstünde çalıştığı TRON denilen dijital dünyayı yaratmaya çalışıyordu. Ama çoçuğunu ihmal ediyordu, onun için Ortak olarak aldığı kişilerden Glu, hainlik edip, darbe yapınca. Kevim, TRON'da kaldı. Sam'e gelen bir haber üzerine video oyun dükkanı'na gider. Aşağıdaki saklı bölmeden TRON sistemine giren Sam, Glu'nun oyuna gelerek geçidi açar. Ondan sonraki serüvenler ise 3 boyut'un güzelliklerini ortaya çıkarır.
Robert Rodriguez'in GRINDHOUSE filminin fragmanı baz alınarak çekilen film, izleyiciler tarafından uzun zamandır beklenmekteydi. Meksikalı eski bir federal, Texas'da işçi olarak çalışıp gizlenmektedir. Bir politikacı, Machete'yi pis işlerini yapması için işe alır. Fakat Machete bir süre sonra kendini işe alanların amaçlarının aynı olmadığını fark eder.
Özel operasyonlar konusunda uzman olan Vietnam gazisi John Rambo (Sylvester Stallone) manevi babası Albay Trautman (Richard Crenna) tarafından hapisten çıkarılmış ve tekrar orduya katılarak özel bir görev için Vietnam'a gönderilmiştir.Görevi,askeri haber alma tarafından esir tutuldukları belirlenen Amerikan askerlerinin izini bulmaktır.Yapılan plana göre Rambo, düşmanla sıcak temasa girmeden sadece fotoğraf çekip bölgeden ayrılacaktır.Rambo bir süre sonra korkunç gerçeğin farkına varır:Kendi kuvvetleri tarafından ihanete uğramıştır. Oyunu kendi kurallarına göre oynamaya karar veren Rambo,verilen emirleri çiğneyerek esir tutulan ınsanları kurtarmaya karar verir.Kendisine yardım eden Vietnamlı Co Bao(Julia Nickson)'nun da yardımıyla Rambo, gerilla taktikleri kullanarak ölümcül düşmanlarını alt etmeye çalışır.
Ulusal Tarih Müzesinin karanlık koridorları belki de en inanılmaz günlerini yaşıyordu. Tarih öncesi yaratıklar, korkunç eski çağ savaşçıları, kayıp Efrica kabileleri, tarihin gördüğü en büyük kahramanlar ve daha neler neler tarihin koridorlarından çıkıp bu müzede yerlerini almışlardı. Hepsi dondurulmuş gibi; ya da dondurulmadılar mı acaba? Bir aksiyon komedi filmi olan "Müzede Bir Gece", Ulusal Tarih Müzesinin yeni gece bekçisi Larry, tüm ziyaretçiler evlerine gittiklerinde asıl maceranın başladığına tanık olacaktır. Hayatı boyunca fantastic maceralar peşinde koşmuş olan Larry Daley (BEN STILLER), bunların ona hiçbir çıkar sağlamadığını ve bu yüzden işssiz kalıp oğlunu göremeyecek duruma geldiğini fark edince gerçek bir iş arayışına girer. Rüyalarındaki büyük hayalin bir gün onu bulacağından emindir. Fakat böyle bir hayalin bu kadar canlı ve heyecanlı gerçekleşeceğinden tabii ki haberi yoktu. İşindeki ilk gecesinde büyükçe bir el feneri ve aşırı kullanılmaktan yıpranmış bir kullanım klavuzu ile koskaca müzede tek başına kalır. En azından o yalnız olduğunu düşünmektedir. Fakat bir dakika, bu ses de ne? Larry bütün şaşkınlığı ile koskoca müzedeki tüm yaratıkların teker teker canlanmasına şahit olacaktır. Dünya tarihinin en korkunç yaratığı T-Rex, Hun İmparatoru Atilla, kaplanlar, maymunlar ve bir müzede tarihe karıştığını düşündüğünüz herşey teker teker koridorlarda dolaşmaya başlayacaktır. Tarihin sayfaları içinden çıkan yüzlerce karakterin içinde yalnızca Teddy Roosevelt (ROBIN WILLIAMS) ona bu kaosun sebebini ve çözümleme yolunu gösterecektir. Tekrar işini kaybetmekten ve bu yüzden oğlu Nick'i görememekten korkan Larry müzeyi zarar görmeden korumaya ve işine devam etmeye karar verecektir.
Ölen arkadaşına verdiği sözü yerine getirmek için bir adamın Los Angeles'da ki dövüşlere katılmasını konu alan aksiyon dolu bir film.Filmin akışı çok güzel bir şekilde sağlanmış.
18.yuzyılın Fransa'sında ne old uğu anlaşılamayan bir yaratık, kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere herkesi öldürmektedir. Gevardon bölgesinin yerlileri bunun cehennemden gelen bir şeytan olduğunu ileri sürmektedirler. Bir türlü olayı anlayamayan hükümet bir grup kurmaya karar verir. Buna göre bir biyolog, bir botanist ve bir filozofun da aralarında bulunduğu grup, olayı incelemek ve yaratığı yakalamak göreviyle bölgeye gönderilir. Böylece heyecan dolu bir araştırma başlar.
Diana B Henriques’in biyografik romanından uyarlanan, Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en büyük mali dolandırıcısı olarak kabul edilen Bernie Madoff’un yükseliş ve düşüşünü konu alacak olan filmde ; yatırımcılara kendi paralarından geri dönenle veya sonraki yatırımcılardan gelen paralarla ödemenin yapıldığı bir dolandırıcılık yolu olan Ponzi Oyunu nedeniyle mahkum edilem Madoff’u De Niro hayat vereceken, dolandırıcının eşi Ruth’a ise Pfeieffer canlandıracak. Alessandro Nivola ise babasını federal makamlara bildiren büyük erkek çocuk Mark’ı canlandıracak.
Frank (Jason Statham) yaptığı işin en iyisidir, tehlikeli ve yasadışı maddeleri hiçbir soru sormadan bir noktadan diğerine taşır. Ancak en son sevkiyatında, uluslararası esir tüccarlarının kaçırdığı güzel bir kadın, onun taşıma planlarında ölümcül problemler çıkmasına neden olur. Artık Frank değerli kargosunu ve kendi hayatını kurtarmak için durmak bilmeyen, hareket dolu bir savaşa girmelidir.
Cruise, casus Ethan Hunt rolünde bir gizli ajan olarak, takımındaki ölümleri araştırıyor. Hükümet suikastçılarindan kaçarak CIA’in en sağlam kasalarını kırarak, kurşun gibi bir hızlı trenin çatısına tutunarak Hunt, takipçilerinden bir adım önde kalabilmek ve şok edici gerçeğe bir adım daha yakın olabilmek için yanan bir füze gibi koşuyor.
Roman Israel, Esq. Denzel Washington'ı Los Angeles merkezli bir hukuk araştırmacısı olarak karşımıza çıkarıyor. Liberal bir avukat olan Roman J. Israel, akıl hocasının ölümünün hemen peşinden hukuk firmasının başına geçmek zorunda kalır. Fakirlere ve evsizlere yardım eden firmada bu emele ters düşen şeyler yapıldığını fark eden Israel, kendisini ekstrem şeyler yapmasını gerektirecek bir krizin içinde bulur.
Marsilya´da alımlı bir taksisi bulunan Daniel Morales (Samy Naceri), bir general kızı olan sevgilisi Lily Bertineau (Marion Cotillard) tarafından beklenmektedir. Polis arkadaşı Emilien (Frederic Diefenthal) her konu ile ilgili son derece beceriksiz bir adamdır. Ancak Petra (Emma Wiklund) onun için adeta yanıp tutuşmaktadır. Bu sırada Japon bir bakan, teröristlere karşı kullanılacak olan donanım malzemesi satın almak üzere Fransa´ya gelir. Taksi, bizim silah satıcısına saldıran yakuza gangsterini alt etmek için polis arkadaşına Paris´e kadar eşlik ederek yardımcı olacaktır...
1997 Ağustos'unda yaşanan ve 3 milyarı aşkın insanın ölümüne neden olan olayın üstünden yıllar geçmiş ve 2029 yılına gelinmiştir. John Connor makinelere karşı insan direnişinin lideri konumundadır. Onu 2029 yılında yok edemeyen makineler şimdi yok edemedikleri düşmanlarını geçmişte yok etmeyi denemeye karar verirler ve John'un 10 yaşında olduğu döneme bir yok edici makine yollarlar. Buna karşılık John da o dönemde kendisini korumak için daha önce annesini öldürmek göreviyle geçmişe yollanan yok edici makinenin daha üst bir modelini geçmişe yollar. İki yok edici makine arasında John Connor için büyük bir mücadele başlar. Bu arada henüz yaşanmayıp 1997 Ağustos'unda yaşanacak olan felaketin mimarı olan Skynet adlı sistem de yavaş yavaş faaliyetlerini artırmaya başlamıştır. John ve onun koruyucu makinesi John'un annesini akıl hastanesinden kaçırıp Skynet'i durdurmak için işbirliğine girişirken diğer yok edici makine de John'u yoketmek için onların peşinden gitmektedir.
Gotham City'nin dört kötü adamı Penguen, Joker, Riddler ve Kedikadın güçlerini birleştirir. Penguen'in kişisel denizaltısında üslenen eksantrik kötüler bu kez tüm dünyayı tehdit etmektedir. Ellerinde bulunan De-Hydrator isimli cihaz canlıların vücudundaki nemi kurutup korkunç sonuçlara sebep olabilecek bir silahtır. Batman ve Robin harekete geçer.
Ghost Busters ekibinin New York şehrini kötü ruhların istilasından kurtarmasının üzerinden beş koca yıl geçmiştir. Ancak kafadarların hayalet avcılığı yapması yasaklanmış, her biri kendisine başka bir iş bulmak zorunda kalmıştır. Ray ve Winston çocuklar için hokkabazlık yaparken, Egon insan duygularının çevre üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Venkman yerel bir televizyonda uyduruk bir parapsikoloji programı yapmaktadır. Dana'ya gelince, Venkmanla birlikte olmuş, bir çocuk yapmış ve ondan ayrılmıştır. Genç kadın müzede üzerinde çalıştığı bir restorasyon işinde Karpatyalı Vigo'nun resmine denk gelir. Tablo büyülüdür ve Vigo hayata geri dönmek istemektedir. Hayalet Avcıları tekrar faaliyete geçmek için şehri ikna edebilecekler midir? Şehirdekilerin hayatı buna bağlıdır! 1989'un iyi gişe yapan filmlerinden biri olmasına rağmen Hayalet Avcıları 2'nin, birincisi kadar iyi olduğunu söylemek kolay değil. Ayın yönetmen, aynı senaristler ve aynı oyuncu kadrosunun derde deva olamadığı devam filmi örneklerinden biri daha.
Bir çocuğun gizemli hastalığı. Çaresiz bir anne. Terk edilmiş bir kasaba. Genç bir anne olan Rose (Radha Mitchell) kızı Sharon'ın gizemli hastalığına çare bulmak istemektedir. Psikiyatrik tedaviyi reddeden Rose kızıyla birlikte, kızının rüyasında sürekli olarak tekrarladığı kasabaya, SILENT HILL'e doğru yola çıkar. Kocası Christopher'ın (Sean Bean) karşı çıkmasına rağmen Rose, kızının gizemli hastalığının tedavisinin bu gizemli kasabada olduğuna inanmaktadır. Anne kız kasabaya yaklaşırlarken karşılarına bir gölge çıkar ve Rose arabanın kontrolünü kaybeder. Kendine geldiğinde Sharon arabada yoktur. Rose kızını çaresiz bir biçimde ararken karşısına bir polis (Laurie Holden) çıkar ve onunla birlikte kızını bulmak için Silent Hill'e gider. Rose Silent Hill'in çıkan büyük bir yangından sonra terkedilmiş olduğunu keşfeder. Kasabanın her yanı sisle kaplıdır ve birden Rose'un etrafını gölgeler sarmaya başlar. Rose bu gizemli kasabada kızını ararken kızının kaybolmasının aslında çok büyük şeytani bir planın parçası olduğunu keşfeder.
Isa Sorna adı verilen bir adada bazı dinazorlar hayatta kalmıştır.Site B kod adlı dinazor üretim tesisinin yer aldığı bu adada çıkan kasırga sonucunda tesisler yıkılmış ve dinazorlar serbest kalmıştır.Aradan geçen dört yıl içinde dinazorlar büyümüş ve birer canavar haline gelmişlerdir.Dinazorların hala hayatta olduğunu öğrenen tesisin kurucusu Milyarder John Hammond,site B'deki ticari potansiyelin farkındadır.Hammond'ın amacı dinazorları doğal çevrelerinde koruyarak dört yıl önce kaybettiği itibarını geri kazanmaktır.İlk filmde olduğu gibi yine yazar Michael Crichton'ın aynı adlı romanından Akademi ödüllü,dahi yönetmen Steven Spielberg tarafından sinemaya uyarlanan ve muhteşem özel efektlerle süslü nefes kesen bir gerilim/macera.
Shrek'le tanışmadan çok önce, kötü şöhretli dövüşçü, aşık ve kanun kaçağı Çizmeli Kedi, kasabasını kurtarmak için sert ve sokak zeki Kitty Softpaws ve beyni Humpty Dumpty ile bir maceraya atıldığında bir kahraman olur. Bu The Cat, The Myth, The Legend ... The Boots'un gerçek hikayesidir.
10 sene devam eden ve bir medeniyetin çöküşüne sebep olacak savaşı, Truva prensi Paris ile Isparta Kraliçesi Helen ´in aşkı başlatır. Paris´in Helen´i kocası Kral Menelaus´tan çalması kabul edilemeyecek bir hakarettir. Aile onuru Menelaus´a yapılan bu yanlış hareketin kardeşi Agamemnon´a da yapıldığını öngörmektedir. Mikene Kralı olarak büyük bir güce sahip olan Agamemnon, Helen´i Truva´dan geri getirerek kardeşinin şerefini kurtarmak için kısa zamanda Yunanistan´ın bütün ordularını bir araya toplar.
Blues'un kraliçesi olarak tanınan ve bilinen Ma Rainey'in yeni albüm çalışmalarını kaydetmesi için Chicago'da bir stüdyoda menajeri, yapımcısı ve orkestrasıyle biraraya gelmesi ardından gelişen olayları konu ediniyor. Bu buluşma sürecinde Ma Rainey ve grubu arasında yaşanan ve anlatılan hikayelerin, çatışmaların merkezine odaklanıyor.
Bir yangından çıkan iki kahraman... Brian McCafferty'ın (William Baldwin) itfaiyeci babası gözlerinin önünde yanarak öldükten yıllar sonra ağabeyi Steven'a (Kurt Russel) katılıp acemi itfaiyeci olur ama aynı yerde çalışmaya başlayınca ağabey kardeş arasındaki eski sürtüşmeler yeniden alev alır. Aklını yitirmiş öfkeli bir kundakçının çıkardığı yangınlarla baş etmek zorunda kalan bu iki kardeş aralarındaki küskünlüğü bir kenara bırakıp dedektif Donald Rimgale'den (Robert De Niro) yardım alarak kundakçıyı yakalamaya karar verirler.
Paulette Jiles’in aynı isimli romanında uyarlanan News of the World, Amerikan İç Savaşı’nın ardından kimsesiz kalan bir kızı, yaşayan son akrabalarının yanına götürmeye çalışan bir adamın hikayesini konu ediyor. Kaptan Jefferson Kyle Kidd, üç savaş gören ve bunların ikisinde savaşan bir adamdır. Eşini kaybeden ve hayatta kimsesi olmayan Kidd, kasaba kasaba gezerek okuma yazması olmayan insanlara haberleri okumaya başlar. Bu sırada Kidd’in, ebeveynlerinin ölümüne neden olan bir kabile tarafından kaçırılan küçük bir kızı akrabalarına ulaştırması gerekir. Kızı, hayatta kalan son akrabalarının yanına San Antonio’ya götürmek için yola koyulan Kidd, yolculuk sırasında hem zorlu doğa şartları hem de peşlerine düşen haydutlara karşı zorlu bir mücadeleye girişir. Dünyadan Haberler izle, News of the World izle
Capcom'un aynı adlı,popüler video oyunundan sinemaya.Umbrella adındaki Dünya devi bir şirket teknolojik aletler,uzay araçları,sağlık ve kişisel bakım ilaçları ve silah üretimi gibi çeşitli alanlarda üretim yapmaktadır.Dünya'nın pek çok yerinde Umbrella sanayi kuruluşları bulunmaktadır.Ancak Umbrella'nın asıl merkezi Kuzey Amerika'daki Raccon City'dir.Ancak Umbrella hakkında kendi çalışanlarının bile bilmediği bazı tehlikeli,gizli projeler yürütülmektedir.Bunların başında biyolojik silah,genetik testler ve ölümcül bir virüs gelmektedir. Umbrella'nın yürüttüğü bu araştırmaların yapıldığı yer altı tesisi Hive'da T-virüsü adındaki bir enfeksiyon serbest kalır.Bunu takiben tesisin tüm gücünü elinde tutan Kızıl Kraliçe adındaki süper bilgisayar,virüsün yayılmasını engellemek için,tüm çalışanların ölümü pahasına tüm tesisin giriş ve çıkışlarını kapatır.Alice ve Rain,tüm araştırma ekibini ortadan kaldıran virüsü izole etmekle görevli S.T.A.R.S isimli komando takımını yönlendirmekle görevlidir.Tesise giren ekip kısa bir süre sonra korkunç bir gerçekle karşı karşıya kalacaklardır.Öldükleri sanılan şirket çalışanlarının bilinçlerini kaybedip akli dengelerini yitirerek ete ve kana susamış yamyamlara yani zombilere dönüşmüşlerdir.Zombilerin bir ısırığı veya ufacık bir tırmığı virüsün yayılmasına ve birkaç saat içinde sizinde onlardan birine dönüşmenize neden olur.Bu yer altı tesisinde Umbrella için çalışan bilim adamlarının denek olarak kullandıkları insanlara aşırı dozda T-virüsü vermeleri sonucu mutasyona uğrayıp ölümcül yaratıklara dönüşmüşlerdir.Bu labaratuvar yaratıklarından biri de serbest kalmıştır üstelik.Alice'in ve ekbinin artık sadece zombilerle değil bu tehlikeli yaratıkla da başları beladadır.
Oscar ödüllü Searching for Sugarman’in yapımcılarından Muhammed Ali’nin daha evvel yayınlanmamış sesli günlüklerinden, türlü röportajlarından ve ailesi ve arkadaşlarıyla olan anılarından derlenen yepyeni bir belgesel.
Fantastik filmlerin usta yönetmeni Tim Burton'ın yapımcılığını üstlendiği, Gece Nöbeti ve Gündüz Nöbeti filmlerinin yaratıcısı ve Wanted'ın yönetmeni olan Timur Bekmambetov'ın ortak yapımcı olarak yer aldığı "9" fantastik filmler dünyasına yeni bir soluk getiriyor. Film, yönetmen Shane Acker'ın 2006 yılında yaptığı Oscar adayı kısa filminden uyarlandı. Yakın bir gelecekte dünyadaki makineler isyan ederek insanlığa savaş açar. Toplumsal çalkantılarla insan nüfusu neredeyse silindikten sonra makinelerin çoğu kapanır. Dünyamız yıkılırken dokuz küçük, dikişli bez bebeğe can verilir. Hedefleri arta kalan canavar makinelerdir.
Bu destansı aksiyon-macera masalında, Boston’lu genç delikanlı Jason Tripitikas hayatta yaşadığı en zorlu, onu eski Çin’e geri götüren, sayısız Yeşim Savaşçısı, şeytani Yeşim Savaş Lordu ve pişmanlık duymayan, vicdanı olmayan boyuneğmez Beyaz Saçlı Kadın İblis’le yüzleştiği bir yolculukla karşılaşıyor. Son olarak da, Jason bir intikam savaşçısı olan kadınla ilk aşk deneyimini yaşıyor.
Binlerce yıl önce Mısır'da, İmhotep baş rahibi ile firavunun gözdesi Anck Su Namun gizli bir aşk yaşamaktadırlar. Ancak sevgililer yakalandığında cezaları korkunç olur. Güzel kadın intihar eder, baş rahip ise Hom-Dai, yani Ölüler Şehri Hamunaptra'ya diri diri gömülmeye mahkum edilir. Korkunç ceza infaz edilirken, rahip geri döneceğine yemin etmektedir. 1923'te Amerikalı maceracı Rick, Hamunaptra'yı bulmak isteyen İngiliz kardeşlere rehberlik etmektedir. Kaypak Johnathan, hazinelerin hayallerini kurarken, Evelyn'in merakı ise tamamen bilimseldir. Üçlü bilmeden korkunç laneti uyandıracaklardır.
Nehirde bir teknede yapılacak olan poker turnuvasına katılacak olan Maverick (Mel Gibson), yarışmaya katılmak için gerekli olan parayı tamamlamaya çalışırken usta hırsız Anabel (Jodie Foster) tarafından soyulur. Ancak Anabel bu sefer sert kayaya çarpmıştır. Çünkü Maverick Anabel'in peşini bırakmaz. Karşılıklı atışmalar ve ortak bir amaç için çalışmaları bilinçsiz olarak Anabel ve Bret Maverick'i yakınlaştırır...
İrlanda'ının batı kıyısında geçen bir aşk hikayesi.Ev sahibi ile arasında çıkan anlaşmazlığı halletmeye hevesli fakir kiracı Joseph Donnelly(Cruise)kendini ev sahibinin kızı Shannon'a (Kidman) Amerika yolculuğunda eşlik ederken bulur. Boston'da boks müsabakaları'nda zafer kazanan Joseph'in mutluluğu fazla uzun sürmeyecek ve demiryolu'nda çalışmaya başlayacaktır. Destansı bir anlatımla süslü,görkemli bir film.
Etienne Lantier iş bulma ümidiyle Kuzey Fransa'da küçük bir maden kasabasına gelir. Burada açlık sınırında yaşayan işçi silahlı gücüne katılır ve onlar gibi, gün doğumundan batımına dek madende kazma sallar. Çok geçmeden zorlu koşullar karşısında işçileri örgütlemeye karar verir ve çalışma koşullarını iyileştirilmesi emeliyle bir grev tertip eder. Tüm bu negatiflikler içinde Catherine isimli bir kıza gönül vermiştir. Fakat olaylar Etienne'in istediği gibi gelişmez.
Bu filmde Afganistan?daki Sovyet işgali esnasında komünizme karşı direnen mücahitlere gizli yollardan silah ve finans desteği sağlayan Teksas?lı kurultay azası Charlie Wilson?un gerçek biyografisi anlatılıyor. Charlie Wilson, hayatını dolu dolu yaşadı? Kişiliğinin geri planına siyasi açıkgözlüğü, derin vatanseverlik duygusunu ve mazlumlara duyduğu ihtirası başarıyla gizlemiş Teksaslı bir kurultay üyesiydi. Charlie?nin yakın arkadaşı, bir numaralı savunucusu ve bazen de sevgilisi olan Joanne Herring, Teksas?ın en zengin kadınlarından biriydi ve çok önemli bir anti-komünist olarak tanınıyordu. O güne kadar hiç kimsenin yapmadığı bir şeyi yaptılar ve mücahitlere saklı fon ve silah sağlayarak ülkedeki Sovyet işgalinin bitmesini sağladılar. Sıradışı bir ittifak kurabilmek için dünyayı dolaştılar. Başarıları olağanüstüydü. Film 65. Altın Küre Ödülleri'ne 5 dalda aday oldu.
George "Iceman" Chambers (Michael Jai White, 7 farklı Karate dalında Siyah kuşak sahibi), ün ve para için dövüşmeye alışmış bir boksördür. Dünya Ağırsiklet Dövüş Şampiyonu olmuştur. Ancak, profesyonel spor hayatı sona erince kendini işsiz ve beş parasız bulur... Menajerinin Rusya'da bir reklam kampanyasına katılma teklifini kabul eder. George, ne olduğunu bile anlayamadan, kendini Rusya'nın en karanlık ve korkunç hapishanesinde bulur. Hapishane aynı zamanda yenilmez bir dövüşçü olan Yuri Boyka'ya (Scott Adkins) da ev sahipliği yapmaktadır. Mafya babası Gaga, Boyka ile George'u bir maçta karşı karşıya getirmek ister. George özgürlüğünü kazanmak için katil ruhlu yenilmez Boyka'yı yenmek zorundandır. Bu ringden kim sağ çıkacaktır?
Tam 30 yaşına kadar, kendisini annesinden çok küçük yaşta almış Bart isimli adamın bürosunun altındaki küçük bir depoda yaşayan Danny, bir öldürme makinesi olarak eğtilmiştir. Tüm hayatı yaşadığı bu yeraltındaki odadır. Ve ne vakit ihtiyaç duysa Bart'a onun öğrettiği şekilde hizmet etmektedir. Hayatını para satarak kazanan bir tefeci olan Bart, borç verdiği insanlar geri ödemekte zorluk çektiklerinde veyahut geciktiklerinde Danny'yi devreye sokar. Onu bir köpek gibi yetiştirmiştir ve her fırsatta silahı olarak kullanmaktadır. Ta ki Bart bir gün kin tutan müşterilerinden biri tarafından tuzağa düşürülene dek. Danny, bu olaydan sonra kendisini sahiplenen sanatçı Sam ve üvey kızı Victoria'nın yanında sevginin ne olduğunu öğrenirken, Bart'ın can verdiğine inanmaktadır. Ancak Bart can vermemiştir; 'köpeğini' geri almak için döndüğünde Danny'nin daha önceki ve yeni hayatı birbirine girer.
Karısından acı bir biçimde ayrılan korku-gerilim yazarı Mort Rainey,göl kenarındaki evinde hiç beklenmedik bir şekilde John Shooter adındaki tehlikeli bir yabancıyla karşılaşır.Rainey'nin onun kısa hikayesini çaldığını iddia eden psikopat Shooter adalet istemektedir.Shooter'ın talebi tehditlere ardından cinayetlere dönüştüğünde Rainey yardım için özel bir dedektife başvurur.Kontrolden çıkan olaylar zinciri ve korku dolu anlar durdurulamaz bir duruma gelir ve Rainey bundan böyle hiç kimseye güvenemeyeceğini anlar.Hatta kendine dahi.Gerilim ve korku romanlarının Dünyaca ünlü,usta yazarı Stephen King'in ülkemizde 'Gece Yarısını 2 Geça' ismiyle yayımlanmış kitabında yer alan 'Gizli Pencere/Gizli Bahçe' adlı,kısa öyküsünden sinemaya uyarlanmıştır.
Evrenin karanlık zamanlarında geçen filmde, teker teker Necromonge ordusunun pençesine düşen gezegenlerin tek seçeneği vardır: Ya değişecek, ya da yok olacaklardır. Bu seçeneği kabul etmeyenlerin tek umudu ise, birinin ortaya çıkıp Necromonge ordusunu yavaşlatmasıdır. Her şey kötüye giderken hayatta kalabilenler efsanelere sarılırlar. İyinin kötüyü yendiği efsaneler, kehanetler kulaktan kulağa yayılır. Ama bazen şeytani güçleri durdurmanın yolu onların karşısına bir başka şeytani güçle gitmekten geçer. Hal böyle olunca, sürgündeki Riddick büyük mücadele için çağırılır
Howard fidye istemek için bombalı saldırılar düzenleyen polis tarafından aranılan bir suçludur.Bir otobüse yerleştirdiği özel bombayla yine fidye istemektedir.Genç bir polis memuru olan Jack hızı 80 km altına düşerse içinde bomba patlayacak olan otobüsün içindekileri kurtarmakla görevlendirilmiştir..Ona yardım edecek olan kişiyse otobüs şöförünün yerine geçmek zorunda kalan ve ehliyeti aşırı hız nedeniyle alınmış olan Annie'dir.
Kirsty üvey annesi Julia ve babası Larry ile büyük yeni bir eve taşınmaktadırlar. Kirsty başta karşı çıksa da evi görünce hoşuna gitmiştir. Julia'nın, Larry'nin kardeşi Frank ile bir ilişkisi vardır ve uzun zamandır Frank'ten haber alamamıştır heryerde onu hayal etmektedir. Larry bir gün ev eşyalarını yerleştirirken elini incitmiştir çatı katında Julia'yı bulduğunda yere birkaç damla kan akmıştır oradan ayrıldıklarında ise Frank uğraştığı karabüyünün etkisinden kurtulmuş ve canlanmıştır. Buna sebep olan bir kutu Cehennemin kapılarını açıp Helllraiser'ı çağırmaktadır...
Madeline, bir zamanlar Helen'in nişanlısı olan rakip Ernest ile evlidir. Zihinsel bir çöküşten kurtulduktan sonra Helen, Madeline'i öldürmeye ve Ernest'i geri çalmaya söz verir. Ne yazık ki, herkes için, sihirli bir iksirin tanıtımı, şeylerin sadece bir cinayet planından çok daha karmaşık olmasına neden oluyor.
Sam ve Molly birbirlerine delicesine aşık bir çift. Yeni bir apartmana taşınan çift, yolda serseriler tarafından saldırıya uğruyor ve Sam kavga sırasında öldürülüyor. Ancak Sam bir hayalet olarak yaşamayı sürdürüyor ve sevgilisini tehlikelerden uzak tutmak ve kendi ölümünü planlayanları bulmak için işin inceliklerini öğrenmeye başlıyor. Bu arada insanlarla bir falcı aracılığıyla iletişim kurmayı başaran Sam, adım adım 'öteki dünyaya' ilerlerken Molly'e daha çok aşık olmaktan kendisini alamıyor.
Miami'de iki ortak narkotik detektifi: Marcus Burnett (Martin Lawrence) ve Mike Lowrey (Will Smith) yepyeni bir işe başlarlar.Marcus ailesine aşırı bağlı,emekliliğin bir an evvel gelmesini isteyen ve tehlikeyi pek sevmeyen bir detektifdir.Mike ise oldukça çapkın,tehlike seven ve bununla beraber ailesinden de ona miras kalan bir polistir.Ama bir gece çok ustaca bir planla 100 milyon dolarlık eroin polislerden çalınır.Olayın başındaysa Fouchet (Tcheky Karyo) vardır ama bunu polisler pek bilmemektedirler.Burnett ve Lowrey işe bakmaya çalışırlar.Mike eski arkadaşı Maxiden yardım ister.Maxi biraz Mikeden hoşlandığı için birlikte pek para kazanamayan oda arkadaşı Julie Mott (Téa Leoni)'uda alarak biraz bilgi toplamaya çalışır fakat sonuç Maxinin ölümüyle sonuçlanır.Olanların hepsini gören Julie kaçmaya başlar.Maxinin ölümüyle yıkılan Mike ise bütün gece ortadan kayb olur.Julie polisleri arar ama sadece Mike ile konuşacağını belirtir.Ve ardından mecburen Marcus kendisini Mike diye tanıtır ve bu daha sonra başlayacak olaylar zincirinin sadece başlangıcıdır.
Aşklarını yenileyen Gomez (Raul Julia) ve Morticia?nın (Anjelica Huston) erkek çocuklarının dünyaya gelişiyle Addams malikanesine yeni bir ses gelir. Fester?ın (Cristopher Lloyd) şehvet düşkünü dadı Debbie Jilinsky?nin (Joan Cusack) peşine düşmesiyle Wednesday (Christine Ricci) ve Pugsley (Jimmy Workman) onun aslında kara bir dul olduğunu ve Fester?ı da ölü koca koleksiyonuna ilave etmek istediğini keşfederler. Fester?ın dadıyla izdivaç etmesi ve hemen peşinden da çocukları yaz kampı için haneden uzaklaştırmaya çalışmasıyla ailede soğuk rüzgarlar esmeye başlar.Fakat Wednesday daha son sözünü söylememiştir... Sinemanın ve ekranların en uzun soluklu 'fantastik ailesi' olarak nitelendirebileceğimiz Addams Ailesi, Barry Sonnenfeld?in yönetmenliğindeki bu filmle, 1992?de En İyi Kostüm dalında Oscar?a aday gösterilmişti.
2 Temmuz’da dünyanın her yerindeki komünikasyon sistemleri, tuhaf bir atmosfer olayı sonucu bozuluverir. Hemen sonrasında silahlı kuvvetler tarafından, devasa nesnelerin dünyaya doğru yaklaşmakta olduğu açıklanır. İlk başta meteor olduğu düşünülen cisimlerin esrarengiz uzaylıların kumandasındaki dev uzay gemileri olduğu ortaya çıkar. Uzaylılarla her türlü iletişim denemesinin başarısız olmasının ardından, şimdi kablo teknisyenliği yapan eski bilimadamı David Levinson, uzaylıların bir günden daha kısa süre içerisinde dünyanın önemli noktalarına büyük bir saldırı gerçekleştireceğini farkeder. Temmuz’un 3’ünde, uzaylılar gerçekten de New York, Los Angeles ve Washington’a saldırı düzenlerler. Hayatta kalanlar konvoylar halinde Area 51 adındaki, hukümetin tuhaf test alanına doğru yola koyulurlar. Dedikodulara burası ordunun kendi başına ele geçirdiği bir uzay gemisini de barındırmaktadır. Hayatta kalanlar uzaylılarla savaşmak üzere bir plan yaparlar. 4 Temmuz tüm insanlığın kurtuluş için savaşacağı gün olacaktır.
Kemerlerinizi bağlayın! Çünkü Oscar Ödüllü Nicolas Cage sizi hayatınızın en tehlikeli uçuşuna çıkarıyor. Con Air, Kaya ve Denizde İsyan'ın yaratıcısından bir gerilim ve macera hiti! Yeni şartlı tahliye edilen Cameron Poe (Nicolas Cage), tüm zamanların en belalı suçlularını taşıyan bir uçakta karısı ve kızına kavuşmayı beklemektedir. Ancak bir anda kendini Mikrop Cyrus Grissom'ın (John Malkovich) liderliğini yaptığı bir uçak kaçırma olayının içinde bulur. Cameron, bu katliamdan mahkum olmuş canavar ruhlu adamlarla kavga ederken, bir hükümet ajanı (Cusack) da aceleci amirinin uçağı düşürme emri vermemesi için savaş veriyordu. Muhteşem görsel efektleriyle mutlaka izlenmesi gereken filmin sonunu beklerken kalp atışlarınızı kontrol edemeyeceksiniz.
Eski çağlardan buyana ölümsüzler insanların içerisinde yaşamaktadırlar. Bu ölümsüzlerin aşık olması yasaktır. İyilik ile kötülük arasında dağılmışlardır. iyilerin başında Connor McLeod ile kötülüğün temsilcisi Kurgan arasında nihai bir savaş başlayacaktır.
Arnold Schwarzenegger, bu hareket dolu macera filminde başrolde. Emekliye ayrılmış bir özel tim komandosunun kızı kaçırılmıştır. Şimdi komando'nun kızını bulmak ve sürgüne gönderilmiş bir diktatörden kurtarmak için sadece birkaç saati vardır.
Mel Gibson, çılgına dönmüş bir dünyada barışı sağlamakla görevli genç bir polis. Mad Max, yakın gelecekte Avusturalya'da kurulmuş bir gotik korku hikayesi. Şehir sosyetesi ölümcül bir çoküş yaşamaktadır. Anarşi ve şiddet, her gün yaşanan doğal olaylar haline gelmiştir. Şehir içindeki ana yollar yabancı motorcular ve bir avuç polis arasında yaşanan ölüm oyunuyla kabusa dönmüşütür. Büyük bir trajedi yaşayan Max, terörü kendi yöntemleriyle durdurmaya kararlıdır.
Adı sanı duyulmamış amatör boksör Rocky Balboa, Dünya Ağırsiklet Güreş Şampiyonu Apollo Creed'i devirerek herkesi şaşkınlığa sürüklemiş, iyi paralar kazanmakla birlikte, adının da duyulmasını sağlamıştır. Maçın fırtınalarının ardından kendisini konforlu aile yaşantısına veren Rocky, Creed'in yeni bir maç teklifini reddemez, ve yüzyılın rövanşı için geri sayım başlar.. NOT: Dublajda Rocky'yi değerli Sezai Aydın seslendirmiştir.
Arnavutluk açıklarında batan bir gemi, büyük ülkelerin o bölgeye ilgisini çeker. Gemide, Polaris nükleer denizaltıları üzerinde kontrol sağlamaya yarayan ATAC sistemi bulunmaktadır. İngilizler adına aramalara katılan James Bond, güleryüzlü armatör Kristatos'dan şüphelenmektedir. Aramalar uzadıkça taraflar arasında gerginlikler de artmaktadır. Bu sırada Bond, Kristatos'u ailesinin ölümüne sebep olmakla suçlayan güzel Melina Havelock ile tanışır. Onun da yardımıyla cihazı ele geçirmek için Kristatos'la mücadele başlar.
Xi ve kabilesi medeniyetten habersiz, batı kültüründen alakasız ütopik yaşamlarını sürdürürler, ta ki bir uçaktan atılan Coca-Cola şişesi karşılarına çıkana kadar. Coca-Cola şişesinin Tanrı tarafından gökyüzünden onlara gönderildiğine inanırlar. O ana kadar alet edevat olarak ağaç dallarını ve hayvan kemiklerini kullanmakta olan kabile üyeleri Coca-Cola şişesini günlük işlerinde kullanmaya başlarlar. Fakat bir süre sonra şişeyi aralarında paylaşamaz raddeye gelirler. İlk başta Tanrı'nın nimeti olarak gördükleri bu şişe zaman geçtikçe kabile mensupları arasında geçimsizlik, kıskançlık ve nefret gibi daha önce hiç tatmadıkları negatif duygularla karşılaşmalarına sebep olur. Tek dişi kalmış canavarı, medeniyeti simgeleyen Coca-Cola şişesi daha önce hiç yüz yüze gelmedikleri bu negatif duyguları tatmalarına sebep olur. Bu durum karşısında Xi dehşete kapılır ve şişeyi kaptığı gibi dünyanın öbür ucuna doğru uzun bir yolculuğa çıkar. Amacı dünyanın kenarına vardığında şişeyi aşağıya atmak ve ondan ilelebet kurtulmaktır. Fakat bu yolculuğu sırasında Xi'yi birçok sürpriz bekler.
Aynı adı taşıyan 1946 filminin bu yeniden yapımı, tohumlu bir damlatıcı ile yol kenarındaki bir kafe sahibinin baştan çıkarıcı bir karısı arasındaki ilişkiyi açıklıyor. Bu cinayetle sonuçlanan bir olaylar zincirini başlatır.
Amiral Kirk ve ekibi amansız düşman Khan'ı sonunda yoketmeyi başarmıştır ama bu uğurda Mr Spock hayatını feda etmiş ve Doktor McCoy çaresiz bir hastalığa yakalanmıştır. Yıldızgemisi Atılgan, Spock'ın cesedini almak üzere son bir kez Genesis gezegenine doğru yola çıkar. Ancak gözüpek mürettebatı bu kez hiç ummadıkları bir mücadele beklemektedir.
Krypton gezegeni yok olmak üzeredir. Gezegeni terkedecek kadar aracı olmayan sakinleri, küçük bir bebeği bir kapsülle uzaya yollarlar. Kapsül uzun bir seyahat sonrası dünyaya, küçük bir Kansas kasabasına düşer. Kapsülü ve içindeki bebeği yaşlı ve çocuksuz bir çift olan Kent’ler bulur. Clark adını verdikleri ve kendi öz çocukları gibi sevdikleri çocuk büyüdükçe inanılmaz güçlere sahip olduğunu keşfederler. Büyüyüp Metropolis’e gelen Clark, burada süper kimliğini gizleyebilmek için bir gazetede işe girer. Kısa zamanda, dünyayla ilgili kötü emelleri olan Lex Luthor’la mücadele içinde bulur kendisini. Superman, gerçeği, adaleti ve dünyayı koruyacaktır
Kamyon şoförü olan Jack, Çin Mahallesi'ndeki bir çetenin elinden arkadaşının sevgilisini kurtarmak için maceranın içine atılır. Burton ve arkadaşının bilmediği şey iser: Lo Pan isimli 2000 yıllık bir Çinli hayaletin de, kurtarmak istediği kızla ilgili özel planlarının olmasıdır. Genç ve güzel avukat Gracie dae, şans eseri iki arkadaşın macerasına katılır ve kurtarma girişimi esnasında Lo Pan'a esir düşer. Yazgısında Lo Pan'ı yoketmenin ağır sorumluluğunu taşıyan bir tur otobüsü şoförü ve bir kaç düzine uzakdoğulu dövüşçünün de katılımı ile, küçük macera girişimi unutulmaz bir şölene dönüşür!
Bir grup banka soyguncusu, kasabanın içi para yüklü olduğuna inandıkları bankasını soymaya karar verir ve yola çıkarlar. İçlerinden Graham Dorsey'in (C.Bronson) atının sakatlanması sonucu yol üstündeki bir çiftlik evinde kalması ve soygundan dönen arkadaşlarını beklemesi gerekir. Ancak arkadaşları soygunu yüzlerine gözlerine bulaştırıp yakalanınca ve Dorsey ile çiftlik sahibi kadın arasında beklenmedik gelişmeler yaşanınca işler iyice karışır...
İngiliz Hükümeti, yüksek değerdeki işlenmemiş elmas sevkiyatları ortadan yokolunca harekete geçer. İngiliz ajan James Bond, konuyu araştırmakla görevlendirildiğinde, konuyu ilk önce basit bir kaçakçılık olarak değerlendirir ve fazla önemsemez. Fakat bir ipucu, 007'nin ezeli düşmanı Blofeld'in bu işin arkasında olduğunu gösterdiğinde, Bond onun planlarını bozmak karısı Tracy'nin ölümünün intikamını almak üzere çalışmaya başlar.
San Francisco polis dedektifi Dirty Harry ve onun yeni ortağı Early Smith yeni bir iş alır. Şehirde delil yetersizliği gibi nedenlerle salıverilen ya da ulaşılamayan suçlular 'Magnum Ekibi' adındaki bir grup tarafından ölümle cezalandırılır. Callahan araştırmalarına başladığında bu 'Magnum Ekibi'nin polis departmanının içindeki bir grup olduğunu keşfeder. Bu grup kendi kurallarını kendi koyan Dirty Harry'ı bile aşmaktadır.
Gerçek bir hikayeden yola çıkılarak çekilen Kan Sporunda Amerikalı Dövüşçü Frank Dux, Hong Kong'ta katıldığı Kumite turnuvasını kazanmak için ringe çıkmaktadır. Dux'un amacı bu turnuvayı kazanan ilk batılı olmaktır. Ona bu mücadelesinde, bir diğer amerikalı arkadaşı Ray Jackson ve gazeteci Janice Kent eşlik edecektir.
New York'ta uluslarası bir uyuşturucu kaçakçılığı olayını araştıran bazı İngiliz ajanları esrarengiz şekilde öldürülür. Bütün cinayetler, Harlem'li bir suç lordu olan Mr.Big ve bir diplomat olan Katanga'yla bağlantılı gözükmektedir. Olayı araştırması için James Bond New York'a gönderilir. Daha şehre geldiği anda Mr. Big'in adamları tarafından öldürülmeye çalışılan Bond, bu saldırıdan kurtulur ve kendisini öldürtmek isteyen Mr. Big'i araştırırken milyarlarca dolarlık dev bir uyuşturucu operasyonunun merkezinde olduğunu anlar.
Kentin valisi Polis Akademileri'nin artık ırk, cinsiyet, boy, kilo ve eğitim ayrımı yapmaksızın polis olmak isteyen herkese açık olduğunu beyan eder. Bunun üzerine her biri farklı ortamlardan gelen, birbirinden ilginç ve farklı kişiliklere sahip insanlar Polis Akademisi'ndeki seçmelere katılmak üzere Akademi Kampüsü'ne gelirler. Polis adayları bu durumdan son derece hoşnuttur. Ancak onları eğitmekle sorumlu olan üstleri, bu acemi çaylakları nasıl yola getireceklerini kara kara düşünmeye başlamışlardır bile. Öğrencilerin hemen hepsi, eğitimlerini tamamlayıp iyi birer polis olarak emniyet teşkilatına katılmaya kararlıdırlar. Ancak bazılarının geliş sebebi çok farklıdır. Ya akademiye yazılacak, ya da hapse gireceklerdir...
sta donanma pilotu Pete Mitchell ileri derece eğitim için gönderildiği Miramar Donanma Hava Üssü'nde herkesin ulaşmaya çalıştığı Top Gun onur ödülü için en kıdemli pilotlardan biri olan Tom Kasansky ile başa baş bir mücadele içine girer. Mitchell'ın babası, kendisinin sebep olduğu bir kazada çok sayıda başka askerle birlikte şehit olmuştur. Bu durum diğer pilotların Mitchell'a karşı tavırlarındaki soğukluğun da nedenidir... Mitchell bir süre sonra üste tanıştığı bir sivil danışman olan Charlotte Blackwood ile tutkulu bir ilişki yaşamaya başlar. Bir arkadaşının ölümüyle sarsınan Mitchell, Top Gun ödülünü almayı başaramayınca psikolojik sorunlar yaşamaya başlar. Beklediği başarıyı yakalamak için son şansı ani bir uluslararası krizde yerine getirmekle görevlendirdiği kritik bir görevdir. 1986'nın en çok hasılat yapan filmi olan Top Gun, 80'lerin bol aksiyonlu, erkek-egemen askeri dramaları içinde özellikle havadan çekilen yüksek bütçeli uçuş sekanslarının yarattığı heyecan ile ön plana çıkmıştı. Yönetmen Tony Scott'ın eski bir reklam yönetmeni olması filmin bol hareketli estetiğinin başarısını açıklıyor.
Jamaika'da Doktor No hakkında araştırma yapan bir İngiliz ajanı öldürülür. Araştırma dosyasıysa kayıplara karışır. Bunun üzerine İngiliz Gizli Servisi'nin en gözde ajanı James Bond göreve çağırılır. Öldürülen ajan, Amerikan uzay araçlarının neden garip şekilde kaybolduğunu ve bununla bağlantısı olan Doktor No'yu araştırmakta olduğu için Bond dosyayı devralarak Jamaika'ya gelir. Jamaika'da kendisine yardımcı olan CIA ajanı Felix, ipuçlarının Doktor No'nun sahip olduğu bir adaya kadar gittiğini bildirir Bond'a. Doktor No'nun korkunç planlarını kısa sürede öğrenen Bond, onun zekasını küçümsedikleri için dünyadan intikam almak isteyen Doktor'u engellemek için tüm tekniklerini kullanacaktır.
Nükleer bir savaşın ortasında, bir grup öğrenciyi taşıyan bir uçak ıssız bir adaya düşer. Hiçbir yetişkin kurtulan olmadan, çocuklar kendilerini korumak zorunda kalırlar. İlk başta işbirliği yaparlar, ancak biri pragmatik Ralph ve diğeri militarist Jack tarafından yönetilen iki ayrı kampa ayrıldıklarında, toplumları kargaşaya düşer ve insan doğasının rahatsız edici bir incelemesine ve ürpertici bir sonuca yol açar.
Sürat tutkunu olan Daniel, pizza dağıtıcılığını bırakarak bir takside şoförlük yapmaya başlar. Kullandığı arabanın kuvvetli motoru ve hızı yardımı ile polis radarlarına dahi yakalanmaması Daniel i haddinden fazla heyecanlandırmaktadır.Ama Her şey polis memuru Emilien ile tanışınca farklı bir durum alır. Ehliyet sınavında başarılı olamayan Emilien, DAniel den bazı suçluları yakalaması için yardım ister. Aksi halde arabası elinden alınacaktır. Daniel bir anda kendini maceraların içinde bulur.
Parlak bir CIA stajyeri, ajansın gizli eğitim alanı olan Farm'da değerini kanıtlamalı ve sırtını izlemeyi ve kimseye güvenmemeyi öğrenmelidir.
Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika´nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas´ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı, ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de
Azılı bir suçlu olan Charlie Croker'ın önderliğinde bir suçlu çetesi, detaylı bir hazırlık sürecinden sonra, Los Angeles'ın tarihindeki en kötü trafik sıkışıklığına sebep olurlar. Böylece, yapacakları mücevher hırsızlığı için zaman kazanacaklardır. Planları, soygunu gerçekleştirdikten sonra, yaya kaldırımlarında sürebilecek kadar küçük olan Mini Cooper'larını kullanarak, trafik açılmadan önce kaçabilmektir.
Graham hess(mel gibson) ve ailesi arazideki işaretlerden dünya dışından gelen yaratıkların sorumlu olduğu anlatılır. Ekinlerdeki bu dairelerin dünyanın heryerinde bulunmaya başladığını izlerken gittikçe korkuları artmaktadır.İşaretler Çiftlikte yaşayan bir ailenin hayatlarının belkide son anlarındaki dünaynın istila edildiği korkunç dakikalardaki mücadelenin duygusal hikayesi.
Karanlık imgelerle dolu bir video-kaset. Video-kasedi izleyenler 7 gün içinde gizemli bir şekilde ölüyorlar. Gazeteci Rachel Keller da dört gencin ölmesi üzerine olayı araştırmaya karar veriyor ve kaseti bizzat izliyor. Bu deneyimin ardından kendisiyle birlikte oğlunun da hayatı tehlikeye giren ve arkadaşı Noah'ın yardımını isteyen Keller'a olayı çözmek için sadece 7 gün kalıyor..
The Rock gibi muhteşem bir filmin yapımcı ve yönetmenlerinden 1998 yılının en iyi filmi - Armageddon! Bruce Willis (Unbreakable), Ben Affleck (Pearl Harbor), Billy Bob Thornton (Waking Up in Reno), Liv Tyler (That Thing You Do), Steve Buscemi (Big Daddy) ve Will Patton (Gone in 60 Seconds) gibi inanılmaz yetenekli yıldızlardan oluşan bir kadroyu izlemeye hazırlanın. Armageddon'da aksiyon ve maceradan oluşan meteor fırtınası nefesinizi kesecek!
"Shoot 'Em Up/Hepsini Vur" karanlık bir mizah anlayışı olan, izleyicileri dur durak bilmeyen yüksek tempolu bir maceraya sürüklemeyi vaat eden, oldukça sıradışı ve yaratıcı bir aksiyon filmi. Clive Owen, dünyanın en sinirli ve sert mizaçlı adamıyken kendisini dünyadaki en masum şeyi yani yeni doğmuş bir bebeği korumakla yükümlü bulan Bay Smith'i canlandırıyor. Smith ateşli bir çatışmanın ortasında, bebeği doğurtur. Kısa süre sonra anlar ki kimliği bilinmeyen bir güç bu bebeğe ilişkin tüm izleri silmek üzere, Hertz denen birinin (Paul Giamatti) liderliğindeki gizemli ve sonu gelmeyen bir tetikçiler ekibi göndermiştir. Sayısız kurşun ve akla gelebilecek her türlü ateşli çatışma arasında, Smith, DQ adında (Monica Bellucci) bir hayat kadınıyla güç birliği yaparak, oluşturdukları bu geçici ailenin tüm üyeleri kurşunlara hedef olmadan önce bebeğin hayatının neden tehdit altında olduğu muammasını çözmeye çalışır. Herkes bebeğin ölmesini istemektedir. Esas soru ise şudur: Neden?
Dr. Hannibal Lecter'ın çaylak FBI ajanı Clarice Starling'in büyük hatası sonucu hücresinden kaçışının üzerinden yedi yıl geçmiştir. Dr. Lecter, bu kaçışının ardından Floransa'ya gidip yerleşmiş hayatın tadını çıkarmaktadır; fakat Clarice Starling hala Dr. Lecter ile yedi yıl önce en yüksek güvenlik önlemlerinin olduğu tehlikeli deliler koğuşunda yaptığı görüşmeyi unutmamıştır. Dr. Lecter'ı unutmayan biri daha vardır: Mason Verger. Dr. Lecter'ın eski bir kurbanı olan Mason Verger onun elinden güçlükle kurtulmuştur. Verger domuz besiciliğiyle kendine bir imparatorluk yaratmıştır ve de Dr. Lecter'dan intikam alma duygusuyla yanıp tutuşmaktadır. Dr. Lecter yüzünden bir soluk makinesine bağlı yaşamak zorunda kalan Verger'in zenginliği sayesinde elinde çok geniş imkanlar vardır ve kendi kurduğu dünyada en ufak bir hareketi bile hissetmektedir. Mason Verger sonunda Dr. Lecter'ı nasıl tuzağa düşüreceğini bulur. Dr.Lecter'a onun için dünyanın en değerli ve en zarif yemini sunacaktır. Verger'in bu yemi Dr. Lecter'a sunmasında Clarice Starling'i kendinde bir saplantı haline getiren FBI başmüfettiş yardımcısı Paul Krendler da ona yardım edecektir.
Manhattan'ın sokaklarında bir katil elini kolunu sallıyarak dolaşmaktadır. Bu sapık katil suç maalinde kendisini ele verecek kanıtları büyük bir ustalıkla arkasında bırakmaktadır.Ve bu dengesiz, sapık zekanın ürettiği bu kanıtları çözebilecek tek bir dedektif bulunmaktadır, o da bir sandalyeye mahkum olmuştur ve bu davayı çözebilmek için yardıma ihtiyaç duymaktadır. Gereksinim duyduğu yardım bayan bir sokak polisi tarafından sağlanır.Bu ikili katilin peşine düşerler ve onu kendi oyunuyla yenmeye çalışırlar. Fakat bir daha ki sefere onu yakalamaya çok yakınlaşmış olabilirler ve ya...Lincoln Rhyme bir cinayetten sonra suç mahalindeki delilleri inceleyip neler anlattığını anlamada ustalaşmış ve işinde bir numara olan bir dedektiftir.Bir görev esnasında geçirdiği korkunç bir kazanın sonunda yatağa bağlanmış olan Rhyme'ın bacakları ve kolları çalışmamaktadır.Bir sokak polisi olan Amelia Donaghy yirmili yaşların sonlarındadır. Bir masa görevine aktarılmadan önceki akşam vahşice işlenmiş bir bir cinayetin suç mahaline gider. Amelia'nın burada gösterdiği hızlı düşünme ve doğru karar verme becerisi gözden kaçırılmamış ve bu dava ona verilmiştir.Cinayetin işlendiği yerin video kasetleri Rhyme 'e gösterilince Rhyme olayın çok açık ve basit bir dava olduğunu söyler. Fakat bir süre sonra bu cinayetlerin çok zekice işlendiğini ve ipuçlarının ustaca suç mahalinde bırakıldığını anlar.Bu cinayetler son değildir nedeni ise seri bir katil iş başındadır.Bu ikili seri katilin peşine düşerler.Süreleri çok azdır.Zira geçen her saniye aleyhlerine işklemektedir. Ya katili biran evvel bulup durduracaklar veya pislikleri temizlemek için daha çok polis memuru görevlendireceklerdir.
Körfez Savaşı teknoloji uzmanları ile yürütülürken Özel Birlik Komutanı Archie Gates (George Clooney), Çavuş Troy Chief Elgin (Ice Cube) ve er Conrad Vig (Spike Jonze) haftalardır ana üst kampında hiçbirşey yapmadan bekleyerek vakit geçirmektedirler. Savaş, adamları canlarından bezdirmiş ve zihinlerini karıştırmıştır. Derken resmen ateşkes ilan edilir. Hepsi bir an evvel bu sıkıcı yerden kurtulmayı dört gözle beklemeye başlarlar. Amerikalılar üssü boşaltıp yavaş yavaş ülkelerine dönmeye hazırlanırken Tray, Chief ve Conrad beklenmedik bir biçimde Irak ordusu tarafından Kuveyt'ten çalınan altın külçelerinin yerini gösteren haritayı ele geçirirler. Haritayı çözmeye çalışırken Archie bu hazineyi bulmaya karar verir.
Vatansever Extended Cut Sürümüdür Eski bir savaşçı olan ülkesindeki savaşta müdahil olmamak için elinden geleni yapar.Fakat savaş çifliğinin dibine kadar gelmiştir.İngilizler çevresini ve bütün sevdiklerini tehdit etmeye başlamıştır. Karanlık savaş geçmişinden dolayı savaşmaya niyeti olmayan Benjamin sevdikleri için savaşa girer..Oğlu Gabriel de savaşa katılmıştır.Baba oğul Amerikan milislerinin başında kırmızı urbalılarla göğüs göğüse çarpışıyorlar..Dramatik sahnelerinde yer aldığı harika bir başyapıt.İzlemeyen arkadaşlarımız için kaçırılmayacak bir fırsat iyi seyirler
Nisan 1942:Hitler'in U-Botları Atlantikte müttefik gemilerini yok etmekte ve Amerika'nın doğu kıyılarına ilerlemektedir. U-Botların radyo frekansları kırılamadığı için S-33 mürettebatı özel bir göreve gönderilecektir. S-33 Mürettebatı Alman radyo şifreleyici aleti Enigma'yı ele geçirmekle tehlikeli bir bir macerya atılırlar. Planları Alman kılığında bir Alaman gemisine girip Enigma'yı çalmak olacaktı fakat bunu çok tehlikeli sularda yapmak zorunda kalacaklardı.
Doğunun en hızlı elleri ve batının en geveze çenesi... Biri gevezelik yapıyor, diğeri ise icraata geçiyor. Jackie Chan (Rumble in Bronx, First Strike) ve Chris Tucker (Money Talks, Friday) bu harika komedi macerada biraya gelerek yumruklarını konuşturuyorlar. Farklı kültürlerden gelmiş bu iki polis sürekli çatışma ve birbirleriyle didişme halindeyken bir şeyi farkederler: Birbirlerine tahammülleri yoktur. Zaman tükenirken, şuçluları yakalamak için güçlerini birleştirmeliydiler. Tabii daha önce birbirlerini öldürmezlerse!
Rafe Mc Cawley (Ben Affleck) ile Danny Walker (Josh Hartnett), çocukluk yaşlarından itibaren, çok iyi dost olarak birlikte büyüyen cesur iki genç pilottur. Okuldan mezun olduktan sonra Amerikan Hava Kuvvetlerine yazılırlar. Rafe, Birleşik Amerika Donanmasında görev yapan güzel ve cesur hemşire Evelyn Stewart’a (Kate Beckinsale) aşık olmuştur. Ama onun savaş tutkusu bu iki sevgiliyi ayırır. İdealist bir genç olan Rafe, 2. Dünya Savaşının giderek kızışması karşısında Avrupa kıtasında Nazilere karşı mücadele eden Eagle Squadron birliğine katılmaya karar verir. Gönüllülerden oluşan bu birlikte Amerikalı, Kanadalı, Avustralyalı, İsveçli ve diğer tarafsız ülkelerden gelen pilotlar vardır. Döneceğine söz vererek sevgilisinden ve en yakın arkadaşından ayrılarak Manş Denizinin yolunu tutar. Aynı sıralarda Evelyn ile Danny’nin tayini Pasifik Cenneti olarak bilinen Hawaii’deki Pearl Harbor’a çıkar.
New York'lu David Aames(TOM CRUISE) paranın satın alabileceği her şeye sahip olan ve göz kamaştırıcı bir yaşamı olan genç bir yayıncıdır. Yakışıklıdır, zengindir, karizmatiktir. Kısacası dışarıdan bakan biri için mükemmel bir hayata sahiptir.Ancak David'in hayatı her ne kadar muhteşem görünürse görünsün, David'in görülemeyen ve onu bir hayli rahatsız eden problemleri de vardır. David doğum günü verdiği partide arkadaşı Brian ile birlikte gelen Sofia(PENELOPE CRUZ) adlı bir kıza ilk görüşte vurulur ve aşık olur. Ancak David'in Sofia ile tanıştıktan kısa bir süre sonra yaptığı bir hata hem Sofia'yı kaybetmesine neden olur hem de her şey karmaşık bir hal alır. David bir yandan Sofia'ya tekrar ulaşmaya çalışırken bir yandan da zihinini kemiren bu karışıklığa bir çözüm bulmalıdır.Davıd'in ayrıca stüne çok düşen sevgilisi Julıe(CAMERON DİAZ) ile de uğraşması gerekmektedir.
İngilterede bulunan bir araştırma laboratuvarından yayılan ve kan yoluyla bulaşıp etkisini saniyeler içinde gösteren bir virüs ülkeyi tehdit etmeye başlar. Bunun için mücadele eden insanlar virüsle birlikte hastalığın etkisi altına giren insanlarla da mücadele etmek zorunda kalırlar. Askerlerin yönetimindeki bir sığınağa ulaştıktan sonra ise hiç ummadıkları sorunlarla karşılaşmaya başlarlar. Danny Boyle’un Kumsal (The Beach) filminin uyarlandığı romanın yazarı olarak bildiğimiz Alex Garland, yeni filmin senaryosunu yazmış. Kıyamet sonrası bir atmosferde geçen film, kimileri tarafından son yıllarda İngiltere’den gelen en iyi korku filmi olarak kabul ediliyor. Özellikle dijital kamerayla yaratılan atmosferi ile dikkat çeken yapımı kaçırmamakta fayda var.
Hastalarından birini hiç sebep yokken ameliyat masasında kaybeden kalp cerrahı Dr Rice`ın kendine güveni alt üst olmuştur. Los Angeles üzerinde gezinen melek Seth o sırada her ne kadar ölen hastaya yardım için orada bulunsada Maggie`den etkilenir ve onun kendine olan güvenini tekrar kazanmasında yardımcı olmaya karar verir. Bu arada ona aşık olur ve sonunda bütün risklerine rağmen görünmez bir ruh olmaktan çıkar, şüpheli bir yabancı haline gelir. Kadere inanmayan Maggie ise Seth`e daha öncekilerle kıyaslanmayacak derecede aşık olur. Bu arada Maggie ile beraber olmak için göklerden ve meleklikten vazgeçen Seth, yeryüzündeki karmaşık hayatı yaşadıkça umutsuzluğa kapılır. Acaba aşk, kişinin temel özelliklerinden vazgeçebileceği kadar değerli midir ? İyi Seyirler.
1944 Polonya'da, Jakob adında bir Yahudi dükkan bakanı sokağa çıkma yasağı sonrasında yakalandıktan sonra getto karargahına çağrıldı. Alman Kommondant'ı beklerken Jakob, Rus birlik hareketleri hakkında bir Alman radyo yayınını duyuyor. Gettoya döndüğünde, dükkâncı bilgilerini bir arkadaşıyla paylaşır ve daha sonra gettoda gizli bir radyo olduğunu söyler.
34 yaşında ölümünden önce 3 kez Formula 1 şampiyonluğu elde etmiş Brezilyalı efsanevi yarışçı Ayrton Senna üzerine kurulu bu belgesel, Senna'nın 80'lerin ortasında başladığı Formula 1 kariyerini ve en güçlü düşmanı Fransa Dünya Şampiyonu Alain Prost ile mücadelesini anlatırken siyasetin spora getirdiği zorluklara da değinmektedir. Senna, rakiplerini tek tek alt edip Formula 1'i fethederken uluslararası bir süperstar haline gelir. Özel hayatında ise alçakgönüllü, biraz utangaç ve memleketi Brezilya'ya milyonlar bağışlayacak kadar vatanseverdir. 1994 yılında yarış esnasında virajı dönemeyip beton duvara çarpan Senna, direksiyon milinden kopan bir kaynak parçasının kaskı delerek başına saplanması sonucu 34 yaşında hayatını kaybetti. Senna, tüm zamanların en iyi yarış pilotu olarak gösterilmektedir.
Dünyanın Yedi Ölümcül Düşman Düşmanına karşı koruyucu seçti - gurur, kıskançlık, açgözlülük, nefret, bencillik, tembellik ve adaletsizlik - genç Billy Batson, kaderini Kaptan Marvel olarak kabul ediyor. Superman'la hain Kara Adam'a karşı savaşan Billy, yakında süper kahramanların nihayetinde karşılaştığı zorluğu keşfeder: intikam mı yoksa adalet mi?
2000 yılında Traffic filmiyle En İyi Yönetmen Oscar'ını kazanan Steven Soderbergh türler arasında gezinmeyi seven bir yönetmen. Soderbergh bu kez de bir virüs salgınını konu edinen, oyuncu kadrosu yıldızlarla dolu bir aksiyon-gerilim filmiyle Filmekimi izleyicilerinin karşısına çıkıyor. Marion Cotillard, Matt Damon, Laurence Fishburne, Jude Law, Gwyneth Paltrow ve Kate Winslet gibi isimleri kadrosunda barındıran Salgın, küresel bir felaketi engellemek amacıyla zamana karşı koşan, ölümcül bir virüsün peşinde farklı ülkelerden bir grup doktorun mücadelesini anlatıyor.
Emekli CIA ajanı Frank Moses artık sakin bir emekli hayatı yaşıyordur. Fakat bir gün karşısına, kendisini tehdit eden ve yüksek teknoloji silahlarla donanmış bir suikastçı çıkar. Artık hayatı tehlikede olan Frank eski takım arkadaşlarını toplar...
Haylaz bir prens olan Prens Dastan, istemeden de olsa gizemli bir prensesle güç birliği yapar. Birlikte, zamanı aksine çevirebilen Zamanın Kumları ‘nı açığa çıkarabilecek ve sahibinin dünyaya hükmetmesini sağlayabilecek olan eski bir hançeri korumak üzere karanlık güçlere karşı bir yarış içine girerler. Köstebek, Dört Nikah Bir Cenaze ve Harry Potter ve Ateş Kadehi’nden tanıdığımız Mike Newell’ın yönettiği Pers Prensi: Zamanın Kumları, Mayıs 2010′da sinemaseverlerle buluşmuştur. Marakeş, Ouarzazate ve Erfoud, Fas’ta ve İngiltere’deki Pinewood Studios’daki büyük ölçekli bir platoda çekilen filmin yapımcısı olan Jerry Bruckheimer Films yapımları pek çok ödülün ve ödül adaylığının yanısıra, 41 defa Oscar ödülüne aday gösterilmiş ve 6 Oscar kazanmıştır. Bununla birlikte 23 kez Altın Küre’ye aday gösterilmiş ve dört defa ödül almışlardır.
O Organize suç örgütlerinin en tehlikeli katillerinden biri olan Richard Kuklinski. Çocukken bulaştığı yeraltı dünyası onu en acımasız kiralık katillerden biri olarak yetiştirdi. Amerika'nın pek çok eyaletinde işlenen suçlarda ve yasa dışı eylemlerde onun adı çıkıyor. Polis bir yandan, düşmanları diğer yandan Kuklinski'nin peşinde.. Kuklinski’nin 1954 ve 1985 yılları arasında 250 kişiyi öldürdüğü düşünülmektedir. 18+ yaş grubu içindir. Aşırı şiddet, küfür ve bazı cinsel öğeler içerir. Ailece izlemeye uygun değildir. (Rated R for strong violence, pervasive language and some sexual content)
Filmin konusunu ise sanırım en rahat ve detay vermeden kitabın kapağından alıntı yaparak özetleyebilirim: Harvard Üniversitesi'nin dünyaca ünlü Simgebilim Profesörü Robert Langdon anlaşılmaz bir yazıyı çözmek için İsviçre'deki bir araştırma merkezine çağrılır. Çözülmesi istenen yazı, öldürülen bir fizikçinin göğsüne dağlanmıştır. Bu korkunç cinayet, gerçekte sırlarla dolu olaylar zincirinin kapısını aralar. Öldürüne kurbanın göğsündeki yazının anlamı, yüzyıllarca önce Katolik Kilisesi'nden intikam almaya yemin etmiş gizli bir kardeşlik cemiyeti olan Illuminati'nin sembolüdür. Langdon, güzel ve gizemli bir fizikçi olan Vittoria Vetra ile birlikte bu olayı araştırmaya başlar. Ama çılgın bir koşuşturma içinde pek çok mezarı, gizli mahzeni ve katedrali araştırırlarken süreleri gitgide azalmaktadır. Çünkü birileri akıl almaz bir hedefi havaya uçurmak için saati çalıştırmıştır...
Yaşamı boyunca dolandırıcılık yapmış olan yaşlı Roy Courtnay, bir akşam yemeği için zengin dul Betty McLeish ile tanışır. İnternetteki çöpçatanlık siteleri aracılığıyla tanışmış olan ikili, kısa sürede birbirlerine yakınlaşırlar. Betty'nin mali varlığı 3 milyon pound değerindedir ve bu Roy'un şimdiye kadarki yaptığı dolandırıcılıklar arasında en büyük parayı elde edeceği ilişki olacaktır. Betty'nin ayaklarını planlı bir şekilde yerden kesen Roy, incelikli planının arasında yavaş yavaş Betty'e değer vermeye başladığını fark eder. Oldukça büyük bir servete konmak için Betty'i kandırmakla planını iptal etmek arasında bir seçim yapması gerekmektedir. Ancak işler Betty'nin torunu, büyük annesinin en son yoldaşına yönelik açık bir şüphecilik gösterdiğinde daha da karmaşık hale gelir. Roy'a güvenmeyen torunu yüzünden arada kalan Betty'nin de Roy'un planlarını bozabilecek gizli bir geçmişi vardır...
Şafaktan Önce, Tayland’ın en ünlü hapishanelerinden birinde 3 yıl hapis yatmış genç İngiliz boksör Billy Moore’un, gözlerinize inanamayacağınız anılarından uyarlanan gerçek bir hikaye. Bir anda kendisini uyuşturucunun ve hapishane içi çete savaşlarının içinde bulan Moore, hapishane yönetimi Muay Thai boks turnuvalarına katılabileceğini söylediğinde, bunun kurtulmak için tek şansı olabileceğini düşünür. Billy, özgürlüğünü kazanmak için bir dövüşten başka bir dövüşe savrulduğu, aksiyon ve yumruklarla dolu, sonunda da özgürlüğünden başka kaybedecek bir şeyi olmadığı bir maceraya sürüklenir. Son dönemde The Lobster, Moonlight, Hereditary gibi filmlerle çıkış yapan A24’ün son bombası Şafaktan Önce; Tayland’da gerçek bir hapishanede ve gerçek mahkumlarla çekilen, akıldan çıkmayacak bir yolculuk. Dünya prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yapan filmin başrolünde ise Peaky Blinders ve Black Mirror dizileriyle yıldızı parlayan yetenekli oyuncu Joe Cole bulunuyor.
Bruce Willis Los Angeles'a Noel tatilini ayrı olduğu karısıyla geçirmeye gelen New York şehri polisi dedektif John McClane'i oynuyor. Fakat McClane karısının ofis partisinin başlamasını beklerken teröristler binanın kontrolünü ele geçirir. Teröristlerin lideri Hans Gruber (Alan Rickman) ve onun zalim yardakçısı (Alexander Godunov) rehineleri bir araya toplarken McClane kimseye görünmeden kaçar. Yanında yanlızca bir silahı ve cesareti olan McClane tek kişilik savaşını başlatır.
Arnold'un politikacı olmadan önceki halini görmek için! Kılıçlar ve büyücüler, Conan the Barbarian 80'li yılların dalga gibi çoğalan fantazi filmlerinden. Ailesi bir baskında ölüdürülen Conan gönderildiği köle kampında ustasından dövüş sanatlarını öğrenir ve onun becerilerini para kazanmak için dövüş oyunlarında kullanır. Bir kez özgürlüğünü kazandıktan sonra kaslı savaşçı ailesinin vahşice öldürülüşünün intikamını almak ister.
Üç Robot Yasası: Kural 1 - Bir robot asla bir insana zarar vermez ya da bir insanın zarar görmesine izin vermez. Kural 2 - Bir robot insanlara mutlaka ve her koşulda itaat etmelidir. Kural 3 - Bir robot birinci ve ikinci kurala karşı gelmemek kaydı ile varlığını muhafaza etmekten sorumludur.2035 yılına gelindiğinde robotlar artık gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir. İnsanların robotlara olan güveni tamdır. Bir kişi hariç. Hafif paranoyak bir dedektif olan Del Spooner işlenen bir suçun robotlar tarafından yapıldığını düşünmektedir.
Artık ünlü bir yönetmen olmuş Salvatore, 30 yıl sonra bir arkadaşının öldüğü haberi üzerine doğduğu kasabaya geri döner. Kasabaya geldiğinde eski anıları canlanan Salvatore, Cinema Paradiso isimli sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfred ile ilişkilerini hatırlar. Küçük bir çocuk olan Salvatore, günlerini Alfred’in yanında geçirmekte, filmlerle ilgili konuşmakta ve Alfred’in sinema konusunda deneyim ve bilgilerinden yararlanmaktadır. Babacan tavırlarıyla Salvatore’nin hayatında önemli bir yere sahip olacak Alfred sayesinde sinemaya olan aşkını ve tutkusu keşfedecektir.Sıcaklığı ve anlattığı yazlık sinema kültürüyle de Türk sinema kültürüne yakın bir noktada duran Giuseppe Tornatore’un başyapıtı Cennet Sineması, 1989 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanmasının ardından Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı'nı da ülkesine götürmüştü.
Jeff Wadlow’un yönettiği ve Sean Faris, Amber Heard, Cam Gigandet ile Evan Peters’in oynadığı "Asla Pes Etme" yüzlerce figüranın yer aldığı gösterişli dövüş sahneleri, kriz yaşayan bir ailenin içsel dinamiklerine vurgular ve bir genç adamın kendi geçmişiyle barışma/uzlaşma çabasını gözler önüne seren bir film. Usta dövüşçü akıl hocası Jean Roqua ile çaylak öğrencisi Jake arasındaki karakter ağırlıklı ilişkiyle eşzamanlı giden hızlı tempolu ve ilgi çekici MMA dövüşü sahneleri yer alıyor. Jake’in hayatındaki yeni dönüşümler, okulun en güzel kızı Baja ile tanışmasıyla başlar. Onun davetiyle bir partiye katılan Jake, orada Ryan adlı bir gençle istemeden kavga eder. Dövüşü kaybedince de çevresi tarafından küçümsenmeye başlar. Arkadaşı Max, Jake’e karışık savunma sanatları sporundan bahseder. Jake, bu sporun başlı başına bir sanat olduğunu fark eder.
Latin Amerikalı bir genç adam, babasını öldürdüğü gerekçesiyle cinayetle suçlanır. Sanığın kaybettiğini söylediği bir bıçak ise cinayetin işlendiği odada bulunmuştur, gencin mahkemeye sunduğu savunma zayıftır ve olan biteni duyduklarını söyleyen pek çok şahit vardır. Sanığın suçlu bulunduğu taktirde idama mahkum edilecektir.Jüri neticeleri pek de şaşırtıcı değildir: 12 jüri arasından yalnızca 8 numaralı jüri üyesi Davis 'masum' kararı istikametinde rey vermiştir. Davis’in jüri azalarını ikna etmeye çalışması sırasında her jüri azasının 'suçlu' kararı vermesinin arkasında ise, aralarında yabancı düşmanlığı, yasaya aşırı güven, çoğunluğa uyma, geçmişle hesaplaşma gibi değişik şahsi sebepler olduğu ortaya çıkacaktır.
13. yüzyıl İngiltere'sinde, Robin ve haydutlardan oluşan çetesi, bir köyde yozlaşmaya baş kaldırır ve kral ile tebaaları arasındaki güç dengelerini değiştirmek için krallığa meydan okur. Ve ister bir kanun kaçağı olsun ister bir kahraman, basit bir geçmişe sahip olan bu adam, halkın gözünde sonsuza dek özgürlüğün sembolü olur. Robin Hood, daha önceleri sadece kendi güvenliğiyle ilgilenen, sonra Kral Richard'ın Fransızlara karşı kurduğu orduda hizmet eden usta bir okçunun hayatını konu alıyor. Richard'ın ölmesi üzerine Robin, görevini kötüye kullanan despot bir şeriften olduğu kadar, ağır vergilerden de muzdarip olan Nottingham şehrine gider ve orada, ormandan gelen bu kahramanın kimliği ve niyeti konusunda şüphe duyan, cesur dul Leydi Marion'a aşık olur. Leydi Marion'ın kalbini kazanmak ve köyü kurtarmak isteyen Robin, ölümcül savaş yetenekleri, sadece yaşama karşı duydukları iştahla eşit olan bir çete kurar. Ülkelerinin onlarca yıldır süren savaşlar neticesinde zayıflaması, yeni kralın etkisiz yönetimi sonucu güçsüz düşmesi ve iç isyanlarla dışarıdan gelen tehditlere karşı savunmasız olması nedeniyle, Robin ve adamları daha büyük maceralara atılırlar. Bu alışılmadık kahraman ve yandaşları, ülkelerini kanlı bir iç savaşın içine düşmekten kurtarmak ve bir kez daha İngiltere'ye şan ve şeref getirmek üzere yola koyulur.
Köstebek, Massachusetts Eyalet Polisi'nin şehrin en büyük suç organizasyonunu çökertmek için geniş çaplı bir mücadele başlattığı Güney Boston'da geçiyor. Amaç, güçlü mafya babası Frank Costello'nun (Jack Nicholson) egemenliğine içeriden bir müdahaleyle son vermektir. Güney Boston'da büyümüş olan genç çaylak Billy Costigan'a (Leonardo DiCaprio), Costello'nun çetesine sızma görevi verilir. Billy, Costello'nun güvenini kazanmaya çalışırken, "Güney Yakası"nın sokaklarından gelen bir başka genç polis Colin Sullivan (Matt Damon) da eyalet polis teşkilatında basamakları hızla tırmanmaktadır. Üstlerinin bilmediği şey, Colin'in Costello için çalıştığı ve suç patronunun polisin hep bir adım önünde olmasını sağladığıdır. Her iki adam da, içine sızdıkları organizasyonun planları ve karşı planları hakkında bilgi toplarken, sürdürdükleri çifte yaşamları yüzünden oldukça zorlanmaktadırlar. Ama hem gangsterler hem polisler aralarında bir köstebek olduğunu anlayınca, Billy ve Colin sürekli olarak düşman tarafından yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
Dr. Martin Harris, Berlin gezisi esnasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının dahi onu tanımadığını görür. Dr. Harris, diğer bir kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, bundan sonra onun Harris olduğuna inanmamaktadır. Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden dolayı Gina adlı genç bir bayan ona yardım etmeye başlar.
Underworld, vampirlerle kurtadamlar arasındaki eskiden kalma yıkıcı ve kanlı bir savaşa karşı kurgulanmış bir film. Başrolde Beckinsale'i 10 adam gücünde zarif bir savaşçı vampir Selene olarak izleyeceğiz. Her ne kadar asli görevi kurtadamları öldürmek olsa da, savaşı sonlandırmak isteyen Michael'a (Speedman) aşık olunca hayatlar bir anda değişir.
"İlk kural: Kimseyle Fight Club hakkında konuşma!" Chuck Palanhiuk adlı genç bir yazarın ilk romanı olan "Fight Club" sonunda David Fincher tarafından sinemaya uyarlandı. Filmde ailesi ve yakın arkadaşları olmayan yalnız ve genç bir yuppie (Edward Norton) günün birinde çok çok özel bir başka yuppie olan Tyler Durden (Brad Pitt) ile tanışıyor. Durden kendi gibilerden oluşturduğu bir grup genç yuppie ile "Fight Club" adlı bir klüp kurmuştur. Bu kulübe üye olanlar haftasonları sokaklarda kavga etmedirler. Giderek moda olan bu tür klüpler Tyler Durden'ın da ünlenmesine sebep oluyor. Ya da yeni jenerasyonun bir mesihi. Ancak ortaya çıkan Marla (Helena Bonham Carter) adındaki genç bir kız ortalığı bayağı karıştırıyor.
Tony Montana isimli Kübalı suçlu, Miami’ye gelip uyuşturucu lordu Robert Loggia’nın emrinde çalışmaya başlar. Montana’nın hırsı ve öfkesi basamaklaı hızla tırmanıp büyük bir şuç şebekesinin başı olmasını sağlar. 170 dakikalık film, uyuşturucu dünyasının gizli kapılar ardında dönen çarklarından başlayarak suç dünyasını gözler önüne serer. Howard Hawks’ın 1931 tarihli aynı isimli filminden uyarlandı. Brian De Palma’nın yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosu da Oliver Stone’a ait. Hem türün hem de yönetmenin başyapıtlarından biri. Al Pacino’nun ders niteliğindeki performansını ve müziklerini de ayrı ayrı belirtmek gerek tabii.
CIA'de 30 yıl boyunca başarıyla görev yapan Nathan Muir, emekli olmanın hazırlıklarını yapmaktadır. Eşyalarını toplamak için son kez ofisine gelen Muir, daha önce Vietnam, Berlin ve Beyrut gibi birçok bölgede birlikte çalıştığı Tom Bishop'ın Çinliler tarafından yakalandığını ve 24 saat içinde idam edileceğini öğrenir. Bishop hakkında bilgi vermek için CIA'in üst düzey yetkilileri ile toplantıya katılan Muir, üst yönetimin Bishop'ı harcamaya karar verdiğini anlar. Görünüşe göre Çin hükümeti ile ilişkilerin bozulmaması için bir ajanın hayatı feda edilecektir. Bunun üzerine Muir, yıllarını birlikte geçirdiği ve neredeyse tüm bilgilerini aktardığı ortağını kurtarmak için harekete geçer.
Oyuncak Hikayesi, İnanılmaz Aile ve Kayıp Balık Nemo'nun ödüllü yaratıcılarından hayatın gerçek anlamını bitiş çizgisi değil, yolculuğun kendisi olduğunu anlatan yüksek oktanlı bir macera.
Ray Breslin, tamamen güvenli sayılan hapishanelere girerek hapishane açıklarını bularak kaçan bir güvenlik uzmanıdır. Kaçış tecrübelerini bir kitapta toplamıştır. Son görevinden sonra bir CIA ajanı Breslin'in şirketini ziyaret eder ve ona kimsenin bilmediği çok güvenlikli bir hapishaneden kaçması için bir iş önerir. Breslin Teklifi kabul eder. Fakat bu hapishanenin kendi kitabı kullanılarak hazırlandığından haberi yoktur. Breslin bildiği hiçbir planı uygulamayacağı bu hapishanede bir ömür yatmakla karşı karşıya kalır. Mikael Håfström tarafından yönetilen filmde aksiyon ustaları Sylvester Stallone ve Arnold Schwarzenegger rol alıyor.
Amerika Birleşik Devletleri senatosuna girmek üzere olan, hırslı politikacı David Norris (Matt Damon) daha once tanıdığı hiçbir kadına benzemeyen, güzel çağdaş balerin Elise Sellas’la (Emily Blunt) tanışır. Tam ona âşık olmaya başladığını fark ettiği an, gizemli adamlar çifti ayırmak için karşılarına çıkar. Bu adamlar sahip oldukları güçle, David ve Elisa’nın bir araya gelmesine mani olmak için, ellerinden geleni yapacaklardır. Bu sık engellemeler karşısında, David ya Elisa’nın peşini bırakıp daha evvel kendisi için çizilmiş yoldan gidecek… ve ya Kader’e karşı gelmek için her şeyi tehlikeye atıp onunla olacaktır. George Nolfi’nin (Ocean’s Twelve’in senaristi, Son Ültimatom’un yazarlarından) beyaz perdeye uyarlayıp yönettiği The Adjustment Bureau, Philip K. Dick’in (Gerçeğe Çağrı-Total Recall, Azınlık Raporu ve Bıçak Sırtı) kısa öyküsünden uyarlanmıştır.
John Dillinger ( Johnny Depp) ve çetesi büyük banka ve iş yerlerini hedef alıp halkı taciz etmemeleriyle tanınıp halk arasında sevgi ve itibar kazanmıştır. Üstelik liderlerinin kıvrak zekası her seferinde FBI’ın elinden kaçmalarına yardımcı olmaktadır. Dillinger bir halk kahramanı statüsüne yükseldikçe FBI’ın başı J. Edgar Hoover’ın ( Billy Crudup) onu durdurma konusundaki hırsı artar. Davaya FBI’ın bir numaralı ajanı Melvin Purvis’i (Christian Bale) atar, ve iki sıradışı adam arasında ölümcül bir kedi – fare oyunu başlar… - Gönderen: morvel
Borat, Sacha Baron Kohen tarafından icat edilen bir Kazak gazetecinin hicivli anlatımı ile karışımızda. Borat İngiltere'de ?Da Ali G Show,? adlı programla bir fenomen olmanın yanı sıra Cohen'in keskin zekası, sivri üslubu ve gerçeğe bakan gözleriyle tüm dünyaya açılıyor.
Vampirler her geçen gün çoğalmaktadır ve insanlara saldırmaktadır. Gene bir gün olağan saldırılarında hamile bir bayana saldırılar. Hücum sonucu kadın ölür fakat çocuğu dünyaya gelir. Yarı insan yarı vampir olan bu çocuk ilerde bütün vampirlere savaş açacak bir süper kahraman olacaktır. yarı insan olmasından olayı güneş ışığından etkilenmeyen blade bütün vampirlerin korkulu rüyası olacaktır.
John Forbes Nash Jr., genç yaşında oyun terorisi üzerine geliştirdiği kuramlarla matematik dünyasının bir numaralı ismi haline gelir. Fakat kısa süre içerisinde bencilliği ve kendine olan aşırı güveni sonucunda oluşan kişisel problemleri ile baş edemez duruma düşer. Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgide,delilik tarafına doğru sürüklenir. Uzun süre şizofreni ile mücadele eden matematikçi,yıllar sonra adeta yeniden doğarak Nobel ödülünü kazanır.
Kont Drakula´nın sahibi olduğu, canavarlar ve ailelerinin insanların dünyasından uzak bir şekilde rahatça yaşadıkları Hotel Transilvanya´ya hoş geldiniz. Ancak Kont Drakula hakkında bilmeniz gereken bir şey daha var, zira Kont Drakula "Karanlıklar Prensi" olmanın yanında, Mavis isimli genç bir kızın aşırı korumacı babasıdır da. Maceraperest bir kişiliğe sahip olan Mavis heyecan peşinde koşmak isterken, babası Kont Drakula da kızını vazgeçirebilmek için özenle hazırlanmış, her detayı düşünülmüş, kötülüklerle dolu uydurma hikâyeler anlatmaktadır. Hem kızını koruyabilmek hem de içlerinde Frankeştayn ve gelini, Mumya Adam, Görünmez Adam´ın da bulunduğu bir grup canavarın güven ve huzur içinde yaşayabilmeleri için Hotel Transilvanya´yı açan Kont Drakula´nın yaşamı; normal bir adamın otele gelmesi ve kızı Mavis´e ilgi göstermesiyle alt üst olur.
Yönetici adayı Nick Hendricks (Jason Bateman) fazlasıyla hak ettiği terfiyi alabilmek için günde 12 saat çalışmakta ve dengesiz amiri Dave Harken (Kevin Spacey) ne isterse yapmaktadır. Yine de bu terfinin asla gerçekleşmeyeceğini bilmektedir. Bir başka yerde, diş hekimi asistanı Dale Arbus (Charlie Day) diş hekimi Dr. Julia Harris’in (Jennifer Aniston) son zamanlarda iyice artan asılmaları karşısında özsaygısını yitirmemek için çabalamaktadır. Ve muhasebeci Kurt Buckman (Jason Sudeikis) şirketinin sahtekar yeni sahibi Bobby Pellit’in (Colin Farrell) onun kariyerini mahvetmeye kararlı olduğunu, ayrıca her şeyden habersiz bir insan topluluğunu toksik atığa maruz bırakmayı planladığını öğrenir. Eğer patronunuz psikopatsa, ya da erkek avcısıysa ya da tam anlamıyla ahlaksızsa ne yapabilirsiniz? İşten ayrılmak bir seçenek değildir. Bu canavarların durdurulması şarttır. Bu yüzden, fazladan bir kaç kadehin verdiği güçle, ve biraz da, sokaktaki karizması çok da sağlam olmayan tez canlı eski bir mahkumun (Jamie Foxx) kuşku verici tavsiyesiyle, üç kahramanımız dünyayı patronlarından sonsuza dek kurtulabilmek için dolambaçlı ama hataya yer bırakmayan bir plan yaparlar. Fakat en iyi düşünülmüş planlar bile sadece onların ardındaki beyinler kadar iyidir.
Rage virüsünün Britanya adalarına yayılmasının yarattığı kaos kontrol altına alınmış ve insanlar yavaş yavaş boşaltmak zorunda kaldıkları evlerine geri dönmeye başlamışlardır. Amerikan ordusu da, Londra’nın çeşitli yerlerinde düzenin sağlanması ve insanların güvenle evlerine yeniden yerleşebilmelerini sağlamak için yardım etmektedir. Fakat Rage virüsü, bütün planları alt üst edecek kadar tehlikeli ve sinsi bir virüstür. Herkesin, tehlikenin geçmiş olduğunu düşündüğü bir anda kenara çekilmiş ve çok daha tehlikeli bir şekilde yeniden harekete geçeceği zamanı beklemektedir. Nitekim evlerine geri dönebilmenin sevincini yaşayan bir ailenin ferdi, korkunç virüsü hala vücudunda taşımaktadır. Virüs ise yeniden ortaya çıkacağı en doğru zamanı beklemektedir. Danny Boyle tarafından yönetilen ilk film 28 Gün Sonra’nın ardından beş yıl sonra çekilen bu devam filminde yönetmen koltuğunu, Bahis filminin yönetmeni ve senaristi Juan Carlos Fresnadillo devralıyor.
Bay Brooks (Kevin Costner) karısı (Marg Helgenberger) ve kızıyla (Danielle Panabaker) birlikte oldukça normal biridir. Olağan aldatıcı görünüm altında gömülü olan yine de karanlık bir sırrı barındıran bir insanın duygusal olarak işkence gören ruhudur. Bay Brooks'un çapraşık değişken benliği Marshall (William Hurt) cinayeti ve kargaşayı sever ve Bay Brooks'u kötü işlere sevk eder. Bay Brooks ne kadar çok disiplin içinde kalmaya karar verip, kötü dürtülere karşı mücadele ederse etsin, Marshall'ın etkisine karşı koyamaz ve seri bir katil olarak ikinci bir yaşam sürer. Onun bu saldırıları kendini işine ve suçluları yakalamaya adamış olan sert kadın dedektif Atwood'un (Demi Moore) dikkatini çeker. Brooks'un zekası yine de Atwood'un saygısını kazanır ve sonunda ikisinin arasında garip simbiyotik bir ilişkinin başlamasına neden olur.
Hikâye 1947 senesinde geçmektedir. Holmes uzun senelerden bu yana Sussex'de kâhya kadın ve dedektif olarak yetiştirdiği oğluya emekli hayatını sürdürürken 50 senelik çözümlenmemiş bir davanın aklından çıkmadığını fark eder. Holmes'un zekâsı eskisi gibi değildir, bu sebepten dolayı davanın küçük parçalarını yani öfkeli bir kocayla olan yüzleşmeyi ve güzel fakat dengesiz kadının gizli ilişkisini hatırlar. Emekli olmuş ihtiyar Sherlock Holmes, güzel bir kadının da dâhil olduğu çözümlenmemiş davayla boğuşurken geçmişini anımsar.
İkiz kardeş olan gangsterler Ronald ve Reginald Kray, 1950-1960 seneleri içinde Londra'yı terörize etmektedirler. Tom Hardy'yi iki karakterde izleyeceğimiz filmin yönetmeni, Akademi Ödüllü Brian Helgeland. Filmi L.A. Confidential ve Mystic River'ın senaristi kaleme aldı. Gerçek bir hikaye olduğundan film, biyografi ayrıcalığı de taşıyor.
Barışçıl Azeroth krallığı, yok olan ülkelerinden kaçarak yeni bir koloni arayışında olan ORK savaşçılarıyla karşı karşıya kaldığı bir savaşın eşiğinde durmaktadır. İki dünyayı birleştiren kapı açıldığında, bir ordu yıkımla karşılaşırken diğeri de yok olmayla karşı karşıya kalır. Bu zıt gruplardan iki kahraman, ailelerinin, halklarının ve ülkelerinin kaderini belirleyecek bir çatışma yoluna girerler. Böylece savaşın birçok yüzünü gösteren ve herkesin bir neden uğruna savaştığı, görkemli bir güç ve fedakarlık efsanesi başlar.
Filmde, 2. Dünya Savaşı esnasında Almanların şifreli haberleşmelerinin kodlarını çözen Alan Turing'in Nazileri durdurma başarısı anlatılıyor.
Polis okulundan yeni mezun olan iki kafadar, Schmidt ve Jenko kılık değiştirerek bir liseye stajyer polis olarak gönderilirler. Buradaki görevleri liselilerin karıştığı alkol, uyuşturucu vb. suçları izlemek, rapor etmek ve engellemekken her ikisi de liseli olmanın cazibesine kendilerini kaptırırlar. Zira kendi ergenliklerinde üstlerinden atamadıkları sorunların devam ettiğini de keşfedeceklerdir. 1980'li yılların sevilen komedi-polisiyelerinden olan aynı adlı Amerikan dizisinin beyazperde versiyonu olan yapımda başrolleri Jonah Hill ve Channing Tatum paylaşıyor. Phil Lord ve Chris Miller'ın beraber yönettiği filmin senaryosunda oyuncu Hill'in yanı sıra Michael Bacall'ın da imzası var...
Willy Wonka'nin fabrikasında sizi hangi mucizeler bekliyor? Çikolata Odasında yumuşak nane şekerli çimenleri keşfe çıkın... Burma şekerden ejderha başlı bir tekneyle Çikolata Nehri'nde ilerleyin... İcat Odası'nda deneyler yapın... Yetenekli sincapları Fındık Odası'da inceleyin ve Televiyon Odası'na cam asansörlerle yolculuk edin. Sonsuz eğlence, biraz gizem... Ve en az bir Wonka Çikolatası kadar lezettli bir maceraya hazır olun. Tim Burton'un yönetmenliğini yaptığı, Johnny Depp ve Freddie Highmore'un başrollerini paylaştığı film, Roald Dahl'ın klasik çocuk kitabından uyarlandı. Bu başdöndürücü film, yaratıcılık ve hayalgücü dünyasına Altın bir Bilet. Bu lezettli dakikaları kaçırmak istemezsiniz!
Kevin Lomax, Florida'da yaşayan ve hiç dava kaybetmeyen genç bir savunma avukatıdır. Suç ne kadar büyük olursa olsun Lomax, karizmasıyla jüriyi her zaman etkilemeyi başarır ve müvekkilini kurtarır. Lomax'ın, karısı Mary Ann ile mutlu bir evliliği vardır. Kısaca hayatındaki her şey mükemmeldir. Ta ki, bir öğretmenin öğrencisine tecavüzüyle ilgili bir davayı alana kadar. Lomax, jüriyi genç kızın öğretmeni hakkında yalan söyleyebileceğine inandırır, müvekkilinin suçlu olduğunu bildiği halde davayı kazanır. Artık önü açılmıştır. Suçlar kenti olarak bilinen New York'taki bir hukuk bürosundan yüksek ücretli bir teklif alır. Teklifi yapan, tüm dünyada davaları ve müşterileri olan büyük hukuk bürosunun kurucusu John Milton'dur. Lomax farkında değildir ama cehenneme adım atmak üzeredir.
Erik Skjoldbjærg'in yönettiği 1997 Norveç yapımı aynı adlı filmin yeniden çevrimi olan "Insomnia", ülkemizde de vizyona giren ve zamanın geriye doğru aktığı anlatım yapısıyla oldukça ilgi çeken "Akıl Defteri (Memento)" ve 1. AFM Bağımsız Film Festivali'nde izlediğimiz ilk filmi "Takip (Following)" ile tanıdığımız Christopher Nolan'ın ilk büyük bütçeli Hollywood yapımı. 17 yaşındaki genç bir kızın ölümü üzerine veteran polis Will Dormer, ortağı Hap Eckhart ile birlikte Alaska'da küçük bir kasaba olan Nightmute'a gönderilir. Burada yerel bir polis memuru olan Ellie Burr'un yardımlarıyla, olayı soruşturmaya başlarlar. En büyük şüpheli yazar Walter Finch'tir; ancak Finch'i tutuklamak için yeterli delil yoktur. Katile bir tuzak kuran ve onu bu tuzağa düşüren Dormer, katilin peşine düşer; ancak katil yerine kazara ortağı Hap'i vurur.
Kusursuz bir katil. Masum bir kız. Birbirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamış. Erkek sessizce hareket ediyor. Duygusuzca öldürüyor. İz bırakmadan yok oluyor. Zayıf noktasını ise sadece... 12 yaşındaki bir kız biliyor. 12 yaşında New York'ta yaşayan bir kız olan Mathilda üvey ailesinin yanında sevimsiz bir yaşamı paylaşmaktadır. Babası, iki taraflı oynayan bozulmuş polis Norman Stansfield için uyuşturucuları saklamaktadır. Mathilda'yı kaçıp gitmekten tek alıkoyan küçük erkek kardeşidir. Bir gün, Stansfield ve adamları sudan bir sebepten, tüm ailesini katlettikleri zaman, o sırada alışverişte olan Mathilda şans eseri hayatta kalır ve en çok ihtiyacı olduğu sırada Léon'un dairesine saklanarak kendini kurtarır. 12 yaşındaki kız, kısa süre içinde Léon'un sıradışı mesleğini keşfedecek ve küçük kardeşinin intikamını almak için bu profesyonel katilden yardım isteyecektir. Babalık yapmak işlerinde ve arkadaşlıkta olabildiğine deneyimsiz olan Léon Mathilda'yı beladan uzak tutmak için ümitsizce çabalar. Sonunda bir katil, bozulmuş bir polis ve masum küçük kızın ekseninde dönen hikaye doruğa çıkarak yönetmen Luc Besson'un en iyi filmlerinden birinin öyküsünü oluşturur.
Michael Punke'ın kaleme aldığı The Revenant: A Novel Of Revenge kitabından beyazperdeye uyarlanan öykü, kürkleri için hayvanlar avlayan bir kuruluş için çalışan Hugh Glass adındaki bir tuzakçının, bir boz ayı tarafından ölümcül bir şekilde yaralandıktan sonra, kendi ekibi tarafından ölüme terk edilmesini anlatıyor.
Uzaydan eve dönüşteki rutin dönüş esnasında 2 yolcu, gemilerinin arızası sonucunda uykularından 90 sene erken uyandırılmıştır. Uçakta bulundukları lüks ve şaşalı yaşam ile hayatta kalan Jim (Chris Pratt) ve Aurora (Jennifer Lawrence) yavaş yavaş birbirlerine aşık olmaya başlarlar, ama geminin ölümcül bir tehlike içinde olduğunu ve gemide kalan diğer 5 bin uyuyan yolcuğu kurtarma çabasına girince bu durumu da ikisi reddetme iddiasına girmiştir.
Yeni nesil hızlı yarış arabaları tarafından gafil avlanan efsanevi Şimşek McQueen, sevdiği sporda aniden bir kenara itilmiştir. Oyuna geri dönmek için hevesli genç yarış teknisyeni Cruz Ramirez'in yardımına, kazanmak için bir plana, merhum Hudson Hornet'in verdiği ilhama ve birkaç beklenmedik numaraya ihtiyacı vardır, işinin daha bitmediğini göstermek, Piston Kupası'nın en büyük yarışında bu şampiyonun yüreğini sınayacaktır."
Sinema tarihinde her yaptığı filmin bir türün en başarılı örnekleri arasına girdiği yönetmen Stanley Kubrick'in korku-gerilim türünde yarattığı şaheserdir. Film Jack isimli bir yazar (Jack Nicholson), Wendy isimli karısı (Shelley Duvall) ve Danny isimli (Danny Lloyd) çocuğundan oluşan Torrance ailesinin yazarın romanını yazabilmesi için ıssız bir otelde inzivaya çekilmeleriyle başlar. Çocuğun telepatik güçleri onun otelin geçmişindeki rahatsız edici görüntüleri görmesine sebep olur. Yazar baba da aynı şekilde otelin hayaletleriyle diyaloğa geçmesiyle beraber yavaş yavaş çıldırma noktasına gelir.
Dünyanın Atom Çağı'na girdiği gelecekte insanlar megapollerde yaşamaya başlamıştır ve suça karşı acıması olmayan polis güçleri suçlu potansiyali gördüğü her insanı acımasızca cezalandırmaktadır. Gelecekteki Amerika radyasyona maruz kalmış çorak bir ülkedir. Boston’dan Washington DC’ye kadar tüm Doğu Yakası’nda suçluların kaotik sokaklara hükmettiği bir metropolis olan Mega Şehir Bir vardır. Düzene müdahale edebilen tek kuvvet “Hakimler” denilen şehir polisleridir. Hakimler’in hüküm verme, yargılama ve anında cezai yaptırımda bulunma güçleri vardır. Bütün şehir tarafından bilinen ve korkulan Dredd (Karl Urban) son Hakim’dir. Şehri son felaketinden yani tehlikeli bir uyuşturucu salgınından kurtarmakla görevlendirilmiştir. Rutin bir iş gününde, Dredd’e genetic mutasyon sayesinde güçlü fiziksel yeteneklere sahip olan Cassandra Anderson (Olivia Thirlby) isimli çaylağı eğitme ve değerlendirme görevi verilir. Korkunç bir suç onları diğer Hakimlerin gitmeye bile cesaret edemediği bir mahalleye sürükler. Burası eski hayat kadını yeni uyuşturucu patronu Ma-Ma isimli bir kadın ve acımasız klanı tarafından yönetilen 200 katlı dikey bir mahalledir. Klanın yakın çevresinden birini yakaladıklarında, Ma-Ma mahallenin kontrol merkezini ele geçirir ve imparatorluğunu korumak için her şeyi yapacağını göstermek adına Hakimlere karşı korkunç bir savaş başlatır. Bu sırada Dredd ve Anderson da hayatta kalmak için savaşmak zorunda kalırlar.
Amerikan İç Savaşı’dan 2 sene öncesinde, Güney bölgesinde geçen film Köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yolunun kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir. Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler… ‘Avlanma’ hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır: köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak... Bu hedef onları kötü şöhretli “Candyland” çiftliğine ve çiftliğin sahibi olan Calvin Candie’ye götürecektir… Sinemanın dahi çocuğu, Oscarlı Quentin Tarantino'nun uzun süre üzerinde çalıştığı Spagetti Western türündeki projenin başrollerinde Jamie Foxx, Christoph Waltz yer alırken, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio ve Samuel Jackson gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu göz dolduruyor.
Dünya sinema tarihine adını ölümsüz harflerle kazımış olan ustaların ustası sinemacı Alfred Hitchcock'un sıradışı filmi Sapık (Psycho)'ın çekim sürecinde geçen film Hitchcock ve eşi Alma'nın aşklarına odaklanıyor. Filmde ustayı yine bir başka usta Anthony Hopkins canlandırırken karısı Alma rolünü ise Helen Mirren üstleniyor. Hitchcock’un çığır açan filmi PSYCHO’nun yapım sürecinde geçiyor. Projenin yönetmen koltuğunda Sacha Gervasi otururken, senaryo ise John McLaughlin’e ait. Filme kaynaklık eden kitap ise Stephen Rebelloizamlı “Alfred Hitchcock and the Making of Psycho” adlı eser. Filmde ayrıca Scarlett Johansson, Janet Leigh, James D'Arcy, Anthony Perkins, Jessica Biel, Vera Miles, Michael Stuhlbarg ve Toni Collette gibi pek çok yıldız isim yer alıyor.
Çokça beğenilen Kick-Ass filminin devamı niteliğinde çekilen yapıtta ilk filmde yaşananların ardından bir yıl geçmiştir. Mindy/ Hit-Girl, babasının da yönlendirmesiyle süper kahramanlar ekibinden ayrılır ve normal bir hayat kurmaya çalışır. Dave / Kick-Ass de normal hayata nispeten dönmüş olsa da Justice Forever isimli kendisine benzeyen kahramanlardan oluşan bu grubu gördüğünde onlara katılmaya karar verir. Justice Forever bir gece yeni bir görev kararı alır; bu seferki hedefleri Mr. Kim tarafından yönetilen ve çocukları pazarlayan bir çetenin izini sürmektir. Bu kötücül lider bir grup Latin Amerikalı çocuğu kaçırır; Kick-Ass, Battle Guy ve diğerlerinin yapması gereken şey ise daha fazla geç olmadan onları kurtarmaktır. Filmin yönetmenliğini ve çizgi roman uyarlamasını bu sefer Jeff Wadlow üstlenirken ilk filmde seyrettiğimiz Aaron Taylor-Johnson, Chloë Moretz, Christopher Mintz-Plasse, Nicolas Cage ve Yancy Butler da karşımıza çıkacak isimler arasında.
Manji'nin (Takuya Kimura) kız kardeşi gözleri önünde öldürülmüştür. Yaralarla dolu bedeniyle, kız kardeşinin intikamını almaya yemin eder. Gizemli bir kadın Manji'nin karşısında belirir ve ona sonsuza dek gençlik ve ölümsüzlük bahşeder. Rin Asano'nun (Hana Sugisaki) ailesi, kılıç taşıyan ve kendilerini "Itto Ryu" olarak adlandıran bir grup tarafından öldürülmüştür. Rin ailesinin intikamını alabilmek için Manji'den onun muhafızı olmasını ister. İkili "Itto Ryu" grubuna karşı savaşmaya başlarlar.
İşlemediği bir cinayetten hüküm giymiş olan Henri 'Papillon' Charriere küçük suçlara bulaşmış olan bir adamdır. Fkaat aldığı bu haksız ceza nedeniyle Fransa?nın kötü ünüyle tanınmış Şeytan Adası?ndaki yüksek güvenlikli hapishaneye sevk edilir. Hapishanede Louis Dega ile tanışır. Zengin ama savunmasız bir adam olan Dega koruma karşılığında arkadaşının hapishane kaçışını finanse etmeyi kabul eder. İkili arasında ilginç bir arkadaşlık başlar ve ikili bir firar planlamaya girişirler...
Bir sene önce yaptıkları Robin Hood stili gösteri ile toplumun hayranlığın kazanan ve FBI'ı utandıran çete, geri dönüş gösterisi ile kaçışın onlar için bir çocuk oyuncağı olduğunu gösteriyor. FBI özel ajanı Dylan Rhodes'un (Mark Ruffalo) yardımı ile J. Daniel Atlas (Jesse Eisenberg), Merritt McKinney (Woody Harrelson), Jack Wilder (Dave Franco) ve gruba yeni katılan Lula'nın (Lizzy Caplan) oluşturduğu Atlılar, özenle planlanmış süpriz gösterilerini, ahlaksız Owen Case'i (Ben Lamb) ifşa etme umuduyla sergiliyor. Fakat planları geri teper ve Dylan'ın Atlılar'a dahiliyeti ifşa olur. Beşi birlikte kaçmak durumunda kalırlar. Özgürlüklerini ve itibarlarını geri kazanmak isteyen Atlılar, eski iş ortağı Owen Case tarafından soyulan varlıklı münzevi Walter Mabry (Daniel Radcliffe) ile tanışırlar ve Mabry, çalınan çok güçlü bilgisayar çipini geri almaları için grubu zorlar. Atlılar, kariyerlerinin en zorlu soygununa hazırlanırken kendilerini vicdansız iş adamı Arthur Tressler (Michael Caine) ve profesyonel kuşkucu Thaddeus Bradley (Morgan Freeman) karşısında bulurlar. Atlılar, onları bekleyen nihai süprizin farkında değillerdir.
1841'de New York'ta yaşayan Solomon Northup, kendisini müziğe adamış siyahi bir adamdır. Ailesiyle birlikte yaşayan Solomon, özgür yaşayan ve istediği şeyleri yapabildiği için mutlu bir adamdır. Fakat bir gün bir müzik işi için 2 adam ile tanışır ve çalışmak için Washington'a gider. İnandığı medeni dünya alt üst olur çünkü kendisini kaçırıp Güney'de bir çiflikte köle olarak çalışması için satarlar. Özgürlüğünü korumak için verdiği tüm emekler ve mücadele yerle bir olmuş, hayatı kabusa dönmüştür. Bu cehennemde Solomon acıyı, şiddeti, küçük düşürülmeyi yeniden öğrenecek ve isyan etmeye cesareti olmayan br grup insanın umutsuzluğuna şahit olacaktır. Sevdiklerini ve hayatını geri almak için ne yapması gerektiğini kesinlikle bulmuştur... İngiliz sinemacı Steve McQueen'in yönetmenliğini ve John Ridley ile birlikte senaristliğini üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Michael Fassbender'ın yanı sıra Brad Pitt, Benedict Cumberbatch, Paul Giamatti gibi yıldızlar da yer alıyor.
McCall gizemli geçmişini geride bırakıp, sakin ve sessiz bir yaşama doğru yelken açar. Ama acımasız Rus mafyasının kontrolü altındaki Teri isimli genç kızla tanıştığında onun içinde bulunduğu bu hale kayıtsız kalamaz. Kendi kendisini emekli etmiş olan McCall, içindeki adalet duygusunun peşinden giderek Teri'ye yardım edecektir. Çünkü adaletin temsili olarak güçsüzün yanındadır... 80'lerde televizyonda gösterilen bir dizinin beyazperde uyarlaması olan yapımda başrolü tecrübeli oyuncu Denzel Washington canlandırırken, ona hollywood'un genç ve yetenekli ismi Chloë Grace Moretz eşlik ediyor.
Susan Cooper CIA'de masa başı çalışan bir analisttir. Cooper aynı zamanda en kritik görevlerin başarıyla sonlandırılmasını sağlarken adı gizli kalan bir kahramandır. Partneri Bradley Fine ile iyi bir ikili olmuşlardır fakat son görevlerinde Bradley ile kurumun bir başka gözde ajanı olan Rick Ford'un kimliklerinin ifşa olur. Ölümcül silah ticareti yapan tehlikeli bir şebekenin dünyasına sızarak yol açacakları felaketi önleme görevi Susan Cooper'ın olur. Cooper masa başından ilk defa sahaya adım atacağı bu görevde, içindeki bütün potansiyeli açığa çıkaracak ve fark etmediği yeteneklerini keşfedecektir. Senaristliğini ve yönetmenliğini Paul Feig'in üstlendiği komedi-macera türündeki yapımın başrolünde Melissa McCarthy yer alırken kadroda kendisine Jude Law, Jason Statham, Rose Byrne ve Morena Baccarin eşlik ediyor.
Kevin (James McAvoy) kişilik bozukluğundan mustarip birisidir. Farklı yaşlarda ve cinsiyetlerde 23'e yakın kişiliği bedeninde barındırmaktadır. Güpegündüz üç genç kızı kaçırır ve yer altında bir sığınağa kapatır. Kızlar zamanla Kevin'ın değişik sürprizleriyle ve farklı kişilikleriyle tanışırlar. Ama Kevin'ın büründüğü bu farklı kişilikler, bedeninin de giderek değişmesine neden olur. üç kız, kurtulmak için zekice bir plan yapmak mecburiyetindedir... Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini; The Sixth Sense (Altıncı His), Signs (İşaretler) ve Unbreakable (Ölümsüz) filmleriyle tanınan M. Night Shyamalan üstlenmekte. | Gönderen: Molar34
Mucizeler hiç beklemediğiniz yerlerde gerçekleşebilir, hatta Cold Mountain Cezaevinin birhücresinde bile...John Coffey, doğaüstü güçlere sahip bir mahkumdur. Tom Hanks ise bu hapishanede görevlidir. Yeşil Yol, hastalık, ölüm, iyilik ve kötülük üzerine etkileyici bir öyküyle King'in güçlü kalemini ve Tom Hanks'ın oyunculuğunu birleştiren, duygu yüklü bir film. Yönetmen Darabont, romana sadık kalarak öykünün büyülü duygusallığını beyaz perdeye taşıyor. Bu film, dört dalda Oscar ödüllerine aday gösterilmişti.
Gotham bir suç salgınının etkisi altında kaldı ve bütün düşmanları Batman'in hayatını mutlak kaosa sürüklemek için ortaya çıktılar. Ama pek farkında olmadıkları şeyse, kendilerinin, hain Hush'ın Bruce Wayne'den intikam alabilmek için oynadığı ayrıntılı oyundaki piyonlar oldukları. Kırılma noktasının ötesine kadar zorlanan Batman, geç olmadan bu gizemli suç dehasının gerçek kimliğini keşfedebilmek için, dünyanın en iyi dedektifinin yeteneklerinden çok daha fazlasını kullanmak zorunda kalacak.
Onlar evrendeki en iyi gizlenen sırdır. Yüksek bütçeler ayrılmış olmasına rağmen, gayriresmi hükümet bürosu için çalışan 'K' (Tommy Lee Jones ) ve 'J' (Will Smith ) Siyah Giyen Adamlar'dır, göç servisinden sorumludurlar ve yerküremize yabancı herşeyin düzenleyicisidirler. Onlar sizin en iyi, son ve tek savunma hattınızdır. Gizlilik içinde çalışırlar ve Siyah Giyerler... Onlar Siyah Giyen Adamlar'dır. Dünyayı evrenin pisliklerinden korumaktadırlar.
Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci'nin rol aldığı Martin Scorsese imzalı The Irishman'de, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika'daki organize suç dünyası, gazi, dolandırıcı ve 20. yüzyılın en azılı isimlerinin yanında çalışmış bir mafya tetikçisi olan Frank Sheeran'ın gözünden anlatılıyor. Onlarca yıllık bir süreci anlatan film, Amerikan tarihindeki çözülememiş en büyük gizemlerden biri olan efsanevi sendika başkanı Jimmy Hoffa'nın ortadan kaybolma hikâyesini ele alıyor. The Irishman, izleyicileri organize suç dünyasının gizli koridorlarında, bu dünyanın nasıl işlediğini, rekabetleri ve ana akım politikayla bağlantılarını gözler önüne seren muazzam bir yolculuğa çıkarıyor...
Ödül avcısı Butch Coolidge şeytanla yaptığı bir anlaşmada ödemeyi durdurmaya karar verir. Honey Bunny ve Pumpkin, hayatlarına biraz hareket katmak isteyen genç ve birbirlerine aşık bir çift soyguncudur. Bu arada iki işi iyi bilen gangster, Vincent Vega ve Jules, günlük işlerinden biri olarak,patronlarına ödemeyi geciktiren bir kaç sahtekar genci vurmaya giderler. Vincent patronun genç ve güzel karısına bebek bakıcılığı yapmakla da görevlendirilirken ortağı suç yaşamına son vermeye karar verir. Gözüpek bir boksör ise nakit karşılığı hile yapmayı redderek şehirden kaçar. Kader bu aykırı tipleri mutheşem bir raslantı sonucu bir araya getirecektir. IMDb Top 250: #5
Bir kız ve erkek kardeşi eski ve esrarengiz bir masa üstü aile oyununu keşfedip oynamaya başladıklarında, aynı oyun vasıtası ile 25 sene önce yutulmuş Alan Parrish'in (Robin Williams) serbest kalmasına neden olurlar. Yutulduğu zamanda onlar gibi bir çocuk olan Parrish şimdi koca bir adamdır. Halbuki oyun bitmemiştir ve önce evleri sonra bütün kasaba oyunun içinden çıkıp gelen muzip maymunlar, yokedici gergedanlar, filler, aslanlar ve her türden hayvan tarafından işgal edilmeye başlanır. Yarım kalan oyunu durdurmanın tek yolu, tabii ki oyunu kazanmaktır. Peki kahramanlarımız bunu anladıklarında her şey için fazla mı geç olmuştur?
Kaiju olarak bilinen ve canavarlardan oluşan bir lejyon denizden yükselmeye başlayınca, milyonlarca insanın ölümüne ve tüm yaşam kaynaklarının tükenmesine neden olan bir savaş başlar. Dev Kaiju'larla savaşmak için özel bir silah icat edilir: Bunlar Jaeger'ler denilen devasa robotlardır. Jaeger'lar zihinleri sinirsel bir köprüye kilitlenen iki pilot tarafından simültane olarak kontrol ediliyorlar. ancak Jaeger'lar bile acımasız Kaiju'lar karşısında neredeyse savunmasızlardır. Yenilginin eşiğine gelen insanlığı korumaya çalışan güçlerin tek bir seçeneği kalır: geçmişten gelen efsanevi ama eskimiş bir Jaeger'ı kumanda eden iki kahramana (Charlie Hunnam ve Rinko Kikuchi) güvenmek zorundadırlar. Biri eski pilot, diğeri çaylak olan ikili yaklaşan kıyamet karşısında insanlığın son umududur.
Örümcek-Adam: Örümcek Evreninde, dünyayı kurtarmaya çalışan Brooklyn'li genç Miles Morales'in hikayesini konu alıyor. Polis memuru bir baba ve kendisini işine adamış bir annenin çocuğu olan Miles, yeni okuluna uyum sağlamakta sıkıntı çekmektedir. Anne ve babası, yalnızca becerikli öğrencilerin bulunduğu bir özel okula giden oğullarının başarısını görmeyi arzulamaktadır. Fakat Miles'ın okulla karşı pek ilgisi bulunmamaktadır. O daha çok arkadaşları ve kendisini grafiti konusunda cesaretlendiren amcası Aaron ile zaman geçirmek ister. Miles, hayatındaki ufak sorunlarla boğuşurken radyoaktif bir örümcek tarafından ısırılmasıyla bambaşka bir dünyaya girecek...
İkinci Dünya Savaşı’nın birkaç yıl öncesini anlatarak başlayan filmde başkahramanımız hayat dolu Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’ya vurulur ve tüm engellere rağmen evlenirler. Ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında savaş patlak verir. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olarak söyleyecek; oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği bir oyuncak tankı hediye edecektir. İkinci Dünya Savaşı’nın sivillerin üzerindeki yıkıcı etkisini beyaz perdeye en iyi uyarlayan filmlerden biri olan Hayat Güzeldir, tüm olumsuzluklara rağmen her daim bir umut ışığı olduğunu adında olduğu gibi, içeriğinde de barındırıyor. Gösterime girdiği dönem büyük ses getiren film Akademi’nin de büyük ilgisine nail olup, En İyi Yabancı Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Müzik olmak üzere üç dalda Oscar ödülü kazanmıştı.
Genç Vito Corleone 1910'larda Sicilya'dan New York'a göç eder. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için çeşitli işlerde çalışır ve yavaş yavaş yükselmeye başlar. Michael Corleone ise 1950'lilerde ailesinin işlerini düzenlemek için Las Vegas, Hollywood ve Küba arasında mekik dokumaktadır.
Sevilen çizgi roman öyküsünden uyarlanan bu epik aksiyon ve macera filmi, X-Men evreninin en ikonik kahramanlarından Wolverine’i günümüz Japonya’sına götürüyor. Tanımadığı bir dünyada boyunu aşan işlere bulaşan kahramanımız, en büyük düşmanına karşı kendisini sonsuza dek değiştirecek bir ölüm kalım savaşı veriyor. İlk kez bu kadar zayıf olan, fiziksel ve duygusal sınırlarını sonsuza dek zorlayan Wolverine sadece ölümcül bir samurayla değil, kendi ölümsüzlüğüne karşı verdiği mücadeleyle de yüzleşiyor.
II. Dünya Savaşı yıllarında 3 oğlunun birden ölüm haberini alan anne, 4. oğlunun yaşadığını duymak ister.Artık tüm Amerikan ordusunun hedefi annenin son oğlu olan James Ryan'ı ne pahasına olursa olsun kurtarmaktır.Askerler her yerde ona ait izler aramaya başlar fakat bu öylesine bir göreve dönüşür ki bir kişiyi kurtarmak uğruna bir çok askerin hayatı tehlikeye girer.
Mekanik, uluslararası boyuttaki bir yeraltı ögütlenmesinin, muhbirler ve olası düşmanlarını yok eden suikastçılarına verilen isimdir. Arthur Bishop eli çabuk ve temiz ve profesyonelce iş çıkaran bir mekaniktir. Öyle ki örgütle arasında ki bir numaralı arabulucu olan "menejeri" Koca Harry'i bile yoketmekten çekinmez. Baba yadigarı mesleğini sürdürürken, müebbet yalnız olmanın üzerine getirdiği psikolojik yükü ise olanca gücüyle sırtlamaya çalışmaktadır. İç çalkantıları ile boğuşurken Harry'nin doyumsuz ve soğukkanlı oğlu Steve (Ben Foster) ile aralarında enteresan bir ortaklık doğar.
Christopher Nolan'dan illüzyon kumaşından örülmüş bir gerilim... Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri'nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor. Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra'da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken; yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla'nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek...
1927 senesinde, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? filmindeki olayların üzerinden birkaç ay geçmişken Gellert Grindelwald hapisten kaçar ve büyücüleri büyü yeteneği olmayan her şeyin üstüne çıkarmak için yandaş toplamaya başlar. Onu durdurabilecek tek kişi, bir zamanlar en yakın arkadaşı olarak gördüğü büyücü Albus Dumbledore'dur. Fakat Dumbledore'un, daha önce Grindelwald'a engel olan eski öğrencisi Newt Scamander'dan yardım alması gerekecektir. Bu macera Newt ile Amerikalı dostları Tina, Queenie ve Jacob'ı tekrar bir araya getirir ama Newt'un görevi, giderek tehlikeli ve bölünmüş bir hâl alan büyücülük dünyasında yeni tehlikelerle karşılaşacak olan dostlarının bağlılıklarını test edecektir.
Bir zaman bir yerde yapılan bir seçim, koca bir ömrün akışını bambaşka bir yere sürükleyebilir. James Logan babasını öldürünce arkadaşı Victor Creed ile birlikte kaçmaya karar verir. William Stryker onları bulduğunda bir teklif getirir. Mutantlardan oluşan özel bir ekibe dahil olmalarını ister. Logan bir zaman sonra örgütü bırakır ve Kanada’ya doğru yola çıkar. Yollar ayrılmıştır. Aradan yıllar geçtikten sonra Stryker yeniden ortaya çıkar ve bu kez Logan’a Weapon X adlı projesine dahil olmasını teklif eder. Logan kabul etmez başta ancak sonrada bir intikam duygusu işle fikrini değiştirir. Vücuduna bir madde enjekte edilir ve o artık yenilmezdir.Projeye katılmayı kabul eder. Vücuduna enjekte edilen Adamantium metaliyle artık yenilmez olan Wolverine, Sabretooth’tan intikamını alabilecektir.
Saygın bir yazılım şirketinde çalışan Thomas Anderson (Keanu Reeves), gecelerini "Neo" adı altında program kırarak ve Matrix'i araştırarak geçirir. Esrarengiz şekilde Trinity (Carrie Ann Moss) ve Morpheus (Laurence Fishburne) ile tanışan Neo, yaşadığı dünyanın aslında beyninde gerçekleşen bir simulasyon olduğu gerçeğini öğrendikten sonra ordan kurtarılır ve Morpheus'un önderliğindeki ekibe katılır. Neo gerçek dünyada ilk nefesini aldıktan sonra simulasyona tekrar girerek Matrix'in ne olduğunu kavrayacak ve kurtarılma nedenini öğrenerek gelişen olaylar çerçevesinde yeni kimliğini tanımaya çalışacaktır.
Film, Kip S. Thorne'nun evrende 'solucan deliklerinin' gerçekten mevcut olduğu ve bu sayede zamanda yolculuğun mümkün olabileceği teorisinden ilham alınarak yapılmıştır. Filmin hikayesi bir grup gözüpek kaşifin bu deliklerden birine gitmeye karar vermesi sonrasında gelişiyor. Bu bilinmeyen boyuta yapacakları yolculukta, beraber kalabilmek için verdikleri mücadele her bir tanesini ayrı zorluklarla karşılaştırıyor.
Ad Astra'da astronot Roy McBride'ın (Brad Pitt) yolculuğunu anlatılıyor. 20 yıl önce uzayda hayat aramak için çıktığı görevde kaybolan babasını (Tommy Lee Jones) galakside aramaya başlayan Roy, kayıp babasını bulmak ve gezegenimizdeki hayatı tehdit eden bir gizemi çözmek için güneş sisteminin dışına yolculuk ediyor. Yolculuğu, insanın varlığının doğasına ve kozmostaki yerimize meydan okuyan sırları ortaya çıkarıyor.
Ip Man 4: Final, Kung Fu ustası Ip Man'ın kendisini bu sefer Amerika'da bir mücadele içerisinde bulmasını anlatıyor. Dövüş sanatını kötüye kullananlara karşı savaş açan Ip Man güç, ustalık ve tevazuyu birleştirerek bir çok öğrenci yetişirmiş,yaşayan en büyük ustadır. Bruce Lee ile Ip Man 3'teki karşılaşmalarının ardından büyük bir merak uyandıran ikilinin arasında yaşanacaklar son bölümde tüm sorulara cevap verecek.
?Hayat/Life?, uluslararası bir uzay istasyonunda görevli 6 kişinin, insanlık tarihinde çığır açacak bir bulgunun eşiğindeki hikayesini anlatıyor; bu ekip Mars gezegeninde ilk defa hayat olduğuna değin ip uçları bulur. Ekip araştırmalarını ilerlettikçe, metodları beklenmedik sonuçlar verir, zira buldukları bu hayat formu kimsenin bekleyemeyeceği kadar zekidir.
"Bazı insanlar para gibi mantıklı şeyler aramazlar. Onları satın almak, korkutmak, onlarla anlaşmak ya da pazarlık etmek mümkün değildir. Bazı insanlar dünyanın yanıp kül olduğunu görmek isterler sadece.” Hit aksiyon filmi “Batman Begins/Batman Başlıyor”u izleyen devam filmi “The Dark Knight/Kara Şövalye” yönetmen Christopher Nolan ve Bruce Wayne/Batman rolündeki başrol oyuncusu Christian Bale’i tekrar bir araya getiriyor. Teğmen Jim Gordon’un ve yeni Bölge Savcısı Harvey Dent’in yardımını alan Batman, Gotham City’deki organize suçu tamamen yok etmek için harekete geçer. Üçlü ittifak başlangıçta etkili olur ancak kısa süre sonra kendilerini, yükselişteki bir suç dahisinin avı olarak bulurlar. Joker diye bilinen suçlu, Gotham’ı anarşiye boğar ve Kara Şövalye’yi, kahraman ve kanun dışı suç savaşçısı arasındaki ince çizgiyi geçmeye bir adım daha yaklaştırır.
Tam yedi dalda Akademi ödülü kazanan Schindler'in Listesi, En İyi Film ve En İyi Yönetmen başta olmak üzere pek çok kez ödülle onurlandırıldı. Film soykırım zamanında 1100'den fazla Yahudi'nin hayatını kurtaran Nazi Partisi'ne üye, çapkın ve savaş yanlısı olan esrarengiz Oscar Schindler'in tarihten hiçbir zaman silinmeyecek olan gerçek hikayesini anlatıyor. Bir Steven Spielberg filmi olan Schindler's List, tüm zamanların en saygı duyulan, en şerefli filmlerinden biri olarak sinemanın yapıtaşlarından biri oldu ve tarihteki yerini aldı. Tam ydi dalda Akademi Ödülü kazanan film. En İyi Film ve En İyi Yönetmen başta olmak üzere daha pek çok kez ödülle onurlandırıldı. Bunlardan bazıları Bafta, New York Film Eleştirmenleri, Ulusal Eleştirmenleri Birliği, The National Board of Review, yapımcılar Derneği, Los Angeles Film Eleştirmenleri, Chicago, Boston ve Dallas Film Eleştirmenleri tarafından En İyi Film Ödülü, Christopher Ödülü. Hollywood Yabancı Basın Birliği Altın Küre Ödülü, Ayrıca Steven Spielberg'e takdim edilen Amerikan Yönetmenler Birliği. Film, soykırım zamanında 1.100'den fazla Yahudinin hayatını kurtaran Nazi partisine üye, çapkın ve savaş yanlısı bir adam olan esrarengiz Oscar Schindler'in tarihten hiçbir zaman silinmeyecek olan gerçek hikayesini anlatıyor. İnsanlık tarihin kara dönemlerinden biri olarak anılacak bir zamanda yaptığıyla farklılık yaratan bir adam ve bu soykırımdan kurtulmayı başabilmek bir zafer hikayesi midir? Steven Spielberg tarafından yönetilen film, En iyi Senaryo. En İyi Görüntü Yönetmeni, Müzik, Kurgu ve Sanat Yönetmeni ödülleri kazanırken, Liam Necson, Ben Kingsley, Ralph Fiennes, Caroline Goodall. Jonathan Sagella ve Embeth Davidtz de filmdeki performanslarıyla büyük alkış aldı. Görüntü kalitesinin yenilenmesi, 5.1 digital ses ve yepyeni özel seçenekleriyle koleksiyonunuzda mutlaka olması gereken bir başyapıt.
Dünyayı Forrest Gump'ın gözleriyle gördüğünüzde hiçbir şey aynı olmayacak. Hayat bir kutu çikolata gibidir... Ne alacağını asla bilemezsin. Forrest sakat bir çocuktur. Ancak bu sakatlığı onun normal bir insan haline dönme arzusunu köreltmemiştir. Tam otuz yıl boyunca inanılmaz zorluklar yaşayan Forrest sonunda kendisini ülkesinin en sevilen futbol yıldızları arasında görmesini sağlamıştır. Bu çabaları o kadarla da kalmamış katıldığı Vietnam Savaşı'ndan bir kahraman olarak dönmüş ve Beyaz Saray'da şeref madalyası almış ama en önemlisi de dünyada en çok sevdiği şey olan sevgilisinin kalbini kazanıp onunla evlenmeyi başarmıştır. Çok akıllı biri olmasa da kalbinin neyi istediğini çok iyi bilen Forrest ona ulaşabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ederek herkese istediğini elde edebileceği konusunda bir örnek teşkil etmiştir.
Eddie Brock hırslı bir muhabirdir. Sevgilisinin çalıştığı araştırma firmasının sahibi de peşinde olduğu hikayelerden biridir. Kötü niyetli ve kendi gayeleri doğrultusunda hareket eden bu adamın öyküsünün peşinde koşarken, Eddie, yalnızca simbiyoz hâlinde yaşayabilen ve adrenalinle beslenen uzaylı bir organizmanın firma tarafından keşfedildiğini ve insan deneklerle birleştirilmeye çalışıldığını öğrenir. Lakin araştırmasında fazla ilerleyen Eddie, Venom adı verilen bu organizmanın sıradaki taşıyıcısı olur. Bir yandan vücudunu ve zihnini kontrol altına alan organizmayla mücadele eden Eddie, bir yandan da firma sahibinin kendisini öldürmesi için gönderdiği kişilerden kaçmalıdır...
Jesse Pinkman, tutsaklıktan kurtulmasının ardından geleceğini kurabilmek için geçmişiyle yüzleşmek zorundadır. Breaking Bad dizisinin son sezonunda Jesse ve Walter'ın yolları ayrılmıştı. Jesse, bir kartel tarafından uyuşturucu madde üretmesi için esir alınmışken, Walter başka mücadeleler içerisine girmişti. Sonunda Jesse kartelin elinden kurtulmayı başarmıştı. Ancak görülüyor ki bu kez de tüm dünyadan kaçması gerekiyor.
Kaptan Amerika: İç Savaş'da yaşanan olaylardan sonra Kral T'Challa, teknoloji açısından gelişmiş, Afrika ulusunda geçen Wakanda'ya kral olarak geri döner. Ama T'Challa, kendi tahtından indirilme tehlikesiyle karşı karşıyadır. İki güç Wakanda'yı yok etmek için birleşince, Kara Panter olarak tanınan kahraman, CIA ajanı Everett K. Ross ve Dora Milaje (Wakanda özel güçleri) üyeleriyle birleşmeli ve Wakanda'yı bir Dünya Savaşı'na sürüklemeyi durdurmalıdır.
Korku Sizi Tutsak Eder, Umut İse Özgür Bırakır. Andy Dufresne, genç ve başarılı bir bankerdir. Karısını ve karısının sevgilisini öldürmek suçundan yargılanır ve ömür boyu hapis cezası alır. Shawsank Hapishanesi'nde dayak, işkence, tecavüz, her türlü durum yaşanmaktadır fakat Andy gene de hayata bağlı ve iyimserdir. Bu tutumu etrafındakileri de etkiler. Andy umutlu bakış açısıyla çevresindeki tüm mahkumları, parmaklıklar arkasında bile özgür bir yaşam olabileceğine inandırır. Andy'nin bu çabalarına ortak olacak bir arkadaşı da olacaktır: Red. Bir Stephen King uyarlaması olan filmde Morgan Freeman ve Tim Robbins başrolde. Film, 1995'te, aralarında en iyi film adaylığı da olmak üzere tam 7 dalda Oscar'a aday gösterildi. ESKI DUBLAJ ile ilgili...Türkçe dil Star Tv' de yayınlanan ve herkesçe beğenilen dublajdır, tv de gösterilmeyen bu nedenle kesik olan yerlere diğer dvd versiyon dublajdan eklemeler yapılmıştır. Acaba aradığım dublajı bu mudur? diye soran olursa evet budur diyorum...ah42ay
Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır... Cobb'un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye mal olmuştur... Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız "başlangıç"ı tamamlayabilirse... Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb'ın görebildiği bir düşmandır...
Yakın gelecekte, boks sporunun teknolojik bir hâl aldığı ortamda geçen cesur, gerilim ve aksiyon dolu “Çelik Yumruklar” filminde Hugh Jackman, 2,5 metre boyunda 900 kiloluk robotların ringlere çıkmasıyla unvan kazanma şansını kaybeden tükenmiş dövüşçü Charlie Kenton’ı canlandırıyor. Artık küçük çaplı bir organizatör olan Charlie, bir yeraltı boks ringinden diğerine geçmek için hurda metalden kalitesiz robotlar yaparak iki yakasını bir araya getirmeye çalışmaktadır. Hiçbir kısıtlama olmayan bu vahşi arenada işler ciddiye bindikçe, Charlie ve Max bütün engellere rağmen, geri dönmek için son bir şans daha elde ederler. “Çelik Yumruklar”, teknolojik bir hâl alan robot boksu sporuna oğlu Max'le dahil olup birlik olan ve bütün engellere rağmen, geri dönmek için son bir şans daha elde eden eski bir boksörün (Hugh Jackman) hayatının konu edildiği bir aksiyon dram filmidir.
Elit sokak yarışçısı ve eski mahkum Dominic Toretto (Vin Diesel) ve ekibi: Jesse (Chad Lindberg), Leon (Johnny Strong), Vince (Matt Schulze) ve Dominic'in kız arkadaşı Letty Ortiz (Michelle Rodriguez), pahalı elektronik ekipman yüklü tırları soymakla hayatlarını sürdürmektedirler. Brian O'Connor (Paul Walker) ise ekipmanların kim tarafından çalındığını öğrenmek ve bu kişilere cezasını vermek için çalışan gizli bir polis memuru tarafından yakalanır. Brian O'Connor, FBI ajanı Bilkins (Thom Barry) ve LAPD memuru Tanner (Ted Levine) ile birlikte çalışarak ekibin içine sızmaya çalışır.
Jordan Belfort 24 yaşında genç ve hırslı bir adamdır. Para kazanma arzusuyla Wall Street borsasında komisyoncu ve Stratton Oakmont adında bir yatırımcı firmasında zengin olmak için her şeyi yapmaya hazır bir CEO olur. 90'ları yürütmektedirler ve New York işlem salonunda her şey olabilmektedir. Önemsiz tahviller ve birçok yatırımcıyı aldatarak, Belfort kısa zamanda bir para makinasına ve aynı zamanda bir harcama makinasına dönüşür. Bir günde hesapları milyon dolarlarla doldururken o gece hepsini aynı hızda harcayabilir. Profesyonel hayatının yanı sıra uyuşturucu, fahişeler, son derece pahalı lüks fantezilerle dolu kirli bir oyunun içindedir. Bu karakterin hayatındaki her şey abartılı bir şekilde devam etmektedir...
Vahşi Afrika’nın derinliklerinde doğan genç aslan Simba'nın, hırslı düşmanlarına karşı verdiği ormanlar kralı mücadelesi, hayvanlar arasındaki güçlü dostluklar ve kindarlıklarla örülü öyküsü, Walt Disney aracılığıyla yeniden seyircilerle buluşuyor. Disney'in sevilen aslanı bir kez daha adalet ve kendini tanıma gibi önemli taşlarla bezeli olan büyüme yolculuğuna atılıyor. Ormanın kralı olan babası Mufasa'ya hayran bir yavru aslan olarak mutlu bir hayat süren Simba, sinsi amcası Scar'ın planlarından habersizdir. Kral olmak için fırsat kollayan Scar, Mufasa'yı öldürdükten sonra Simba için tehlike baş gösterir. Amcasının ihaneti ve babasının kaybı ile yıkılan Simba sürgüne gider. Zamanı geldiğinde hakkı olanı almak için geri dönecek ve amcasına yaptıklarının bedelini ödetecektir... 1994 yapımı Disney animasyon klasiği Aslan Kral'ın hikayesini takip eden yeni uyarlamada orijinaline güzel bir saygı duruşu da yer alıyor. Genç Simba'nın cesur babası Mufasa'yı, orijinal filmde de karakteri seslendiren usta oyuncu James Earl Jones seslendiriyor. Simba'ya başarılı oyuncu ve müzisyen Donald Glover'ın hayat vereceği seslendirme kadrosunda; Disney'in ikonik kötüsü Scar olarak Oscar adayı oyuncu Chiwetel Ejiofor, sırtlan Kamari olarak komedyen ve oyuncu Keegan-Michael Key, yaban domuzu Pumbaa olarak Seth Rogen, mirket Timon olarak oyuncu Billy Eichner ve Simba'nın aşık olduğu aslan Nala olarak pop yıldızı Beyonce yer alıyor. Disney, yeni "Aslan Kral" uyarlamasında "Orman Çocuğu"na imza atan yönetmen Jon Favreau ile çalışıyor. Marvel Sinematik Evreni'nin Happy'si olarak tanıdığımız Jon Favreau, Iron Man ve Iron Man 2 filmlerinde de yönetmen koltuğunu üstlenmişti. Filmin senaryosunda ise BAFTA ödülü adaylığı bulunan Jeff Nathanson'ın imzası var. - Gönderen: Quaresmania
2000 yapımı “Ölümsüz” ve 2016 yapımı “Parçalanmış” ile aynı evrende geçen filmde aşırı güçlü ve zarar görmeme yeteneğine sahip olan David Dunn, Kevin Wendell Crumb'ın parçalanmış kişiliklerinden biri olan ve en tehlikelisi olarak öne çıkan The Beast'in peşine düşüyor. Bu kovalamaca sırasında, kemiklerinin narinliğini şeytani zekası ile dengeleyen Mr. Glass'ın gölgesi de yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor. Glass'ın bildiği kimi sırlar iki adam için de kritik düzeyde önem kazanıyor. Aynı psikiyatri kliniğinde tedavi gören üç adam, birbirlerinden bambaşka karakterlerde olmalarına rağmen, "süper kahraman olduklarına inanan insanlar" üzerine uzmanlaşmış olan bir psikiyatrın bakımında tedavi için psikiyatri merkezine yatırılıyor. Ancak Mr. Glass ve Crumb'ın bir araya gelişi, kaçınılmaz olarak bir firar ile sonuçlanıyor. Onları durdurabilecek tek kişi olan Dunn da arkalarından firar ederek ikilinin peşine düşüyor.
Kalabalık içinde bile her an yalnız Arthur Fleck bağ kurma arayışındadır. Yine de, Gotham şehrinin isli sokaklarında yürürken; bölünme ve hoşnutsuzluğun düşmanca bir yer hâline getirdiği şehrin, üzeri grafitilerle dolu toplu taşıtlarına binerken, Arthur yüzünde iki maskeyle dolaşır. Bunlardan birincisi gündüz işi için yüzüne çizdiği palyaço suratıdır. Diğeri ise asla silip çıkaramayacağı bir maskedir: Bu, çevresindeki dünyanın bir parçası gibi hissetmek için ortaya koyduğu boş çabayı yansıtan bir maskedir; hayatı tekrar tekrar yerle bir edilmiş, yanlış anlaşılmış bir adamı gizleme çabasıdır. Babasız büyüyen Arthur’ın annesi kırılgan bir kadındır ve belki de Arthur’ın en iyi arkadaşıdır. Annesi onu “Mutlu/Happy” takma adıyla çağırır; bu lakap Arthur’ın yüzüne içindeki yürek acısını gizleyen bir gülümseme yayar. Fakat, sokakta ergenlerin zorbalığına, metroda takım elbiselilerin sataşmalarına ya da işteki diğer palyaçoların şakalarına maruz kaldığında, topluma aykırı bu adam çevresindeki herkesle gitgide daha da uyumsuz hâle gelir... - Gönderen: Quaresmania